AMAÇ:
Tamamlayıcı tiroidektomi, genellikle başlangıçta malignite düşünülmeyen olgularda, total tiroidektomiden daha sınırlı yapılan ameliyatlardan sonra malignite saptanması durumunda kalan tiroit dokusunun çıkarılması olarak tanımlanır. Papiller tiroit kanserlerinde tümör çapı, agresif histoloji, tiroit dışı yayılım, pozitif sınır gibi faktörler tamamlayıcı tiroidektomi endikasyonlarını oluşturur. Ancak bunun dışındaki hastalarda cerrahinin genişliği tartışmalı olup, özellikle 1-4 cm arası tümör çapına sahip hastalarda halen tam bir görüş birliği yoktur. Papiller tiroit kanserlerinde prediktif faktörlerin saptanması, sık görülen ancak nispeten iyi prognoza sahip bu tiroit patolojisinde hastalar ile ilgili eksik veya aşırı tedavi konusunda yardımcı olabilir. Bununla birlikte total tiroidektominin, tek taraflı lobektomiye göre kontralateral lobda tümörü olan hastalarda lokal bölgesel nüks riskini önemli ölçüde azalttığı da bildirilmiştir.
Çalışmamızda lobektomi uygulandıktan sonra PTK saptanan ve tamamlayıcı tiroidektomi uygulanan hastalarda diğer lobda kanser saptanma oranlarını ve bunu saptamamıza yardımcı olabilecek prediktif faktörleri bulmayı amaçladık.
MATERYAL-METOD:
Kliniğimizde 2011-2016 tarihleri arasında tiroid nodüllerine lobektomi uygulandıktan sonra histopatolojik incelemede PTK saptanan 49 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Hastaların demografik verileri, tümör subtipi, çapı, multicentritesi, tiroid dışı yayılım, vasküler invazyon oranları belirlendi. Hastalar, tamamlayıcı tiroidektomide karşı lobta malignite saptanmayan (Grup 1) ve malignite saptanan (Grup 2) hastalar olarak 2 gruba ayrılarak, grupların verileri karşılaştırıldı.
BULGULAR:
Hastaların 33’ü (%67.4) kadın, 16’sı erkek (% 32.6) olup yaş ortalamaları 47.59 yıl (23-77 yıl) idi. Grup 1’de 30, Grup 2’de 19 hasta yer aldı. Diğer bir anlatımla tamamlayıcı tiroidektomi ile karşı lobta tümör saptanma oranı % 38.8’ idi. İki grup arasında yaş, cinsiyet ve tümör özellikleri bakımından anlamlı fark saptanmadı. Karşı lobda tümör saptamamızı öngörebilecek prediktif faktör saptanmadı.
SONUÇ:
Çalışmamızda karşı lobta tümör varlığını öngörmede prediktif bir faktör saptanmamasına rağmen, karşı lobta tümör saptanma oranı yüksektir. Bu konuda yapılacak daha geniş çalışmalarda bu konuya katkı sağlayabilecek veriler elde edilebilir.
Objectives: Completion thyroidectomy (CT) is defined as the removal of the residual thyroid tissue in the case of detected malignancy after lobectomy for an indeterminate or non-diagnostic biopsy. Factors such as tumor diameter, aggressive histology, extrathyroidal spread, and positive surgical margin in papillary thyroid cancer (PTC) constitute CT indications. However, the type of surgery is controversial especially in patients with a tumor diameter of 1-4 cm. Determination of predictive factors for contralateral lobe tumors (CLTs) in PTC may be helpful for rough or excessive treatment of patients with this common thyroid pathology.
The aim of the present study was to determine the predictive factors and rate of detection of CLTs after CT in patients with papillary thyroid carcinoma after lobectomy.
Methods: Medical records of patients who underwent lobectomy with the final histological diagnosis of papillary thyroid carcinoma for the study period 2011 to 2016 were reviewed. Demographic data of the patients, diameter, multicentricity and subtype of tumor, extrathyroidal spread, and vascular invasion rate were obtained. Patients were divided into 2 groups as final histological examination after CT revealed benign (Group 1) and malignant (Group 2).
Results: Data of 49 patients were retrospectively analyzed during the study period. The female-to-male ratio was 33/16. The mean age of the patients was 47.59 (23–77) years. Groups 1 and 2 consisted of 30 and 19 patients, respectively. No significant difference was found between the two groups regarding demographic data and tumor characteristics.
Conclusion: Despite the fact that we have not been detecting any predictive factor in predicting the presence of tumor on the contralateral lobe in our study, the detection of a tumor on the contralateral lobe is frequent.