Amaç: Özellikle yoğun bakım hastalarında oluşan metabolik yanıt sonucu artmış protein ve enerji malnutrisyonu, yoğun bakımda kalış süresinin uzamasına, morbidite ve mortalitede artışa neden olmaktadır. Hekimlerin nütrisyonun temel kavramlarına ve uygulama yöntemlerine vakıf olması önem arzettiği için, çalışmamızda bir yıllık beslenme profilimizi değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği’nde 2008 yılında yatmış olan olguların kayıtları geriye dönük incelendi. Demografik veriler, beslenme şekli, beslenme başlangıç saati, hedef kaloriye ulaşma zamanı, beslenmeye bağlı komplikasyonlar ve yatış süresi kaydedildi. Veriler Ortalama±Standard Sapma (Ort±SS) olarak sunuldu.
Bulgular: Toplam 152 olgunun yaş ortalaması 49.5±24.2 yıl, erkek/kadın oranı %60.5/39.5’dir, yatış süresi ortalama 13.1±24.9 gündür. Beslenme ortalama 13.7±16.0’ıncı saatte başlanmıştır, hedef kaloriye ortalama 53.52±53.04 saatte ulaşılmıştır. Olguların %31.6’sı enteral, %30.9’u parenteral, %13.8’i enteral+parenteral, %11.8’i oral, %2’si oral+parenteral yoldan beslenmiştir. %9.9’u beslenme uygulanmadan kısa süre içinde taburcu edilmiş ya da kaybedilmiştir. Parenteral beslenenlerin %14.8’inde periferik yol, %85.2’sinde santral yol tercih edilmiştir; enteral beslenme %91.3 sıklığında nazogastrik sonda, %8.7 sıklığında gastrostomi yoluyla olmuştur. Gastrik rezidüel volüm>200ml %1.3 sıklığında saptanmıştır. Kusma, aspirasyon ve ishal sırasıyla %0.1, %0.7, %6.6 olarak saptanmıştır. Parenteral beslenmede ise %0.7 sıklığında pnömotoraks, %1.3 sıklığında kateter enfeksyonu, %2.6 sıklığında tıkanma ve %19.7 sıklığında hiperglisemi görülmüştür.
Sonuçlar: Mümkün olan en erken dönemde beslenme parametrelerinin değerlendirilip, hedef kalori belirlenerek uygun yolla beslenmenin başlaması gerektiği kanaatindeyiz.
Objective: Increased protein and energy malnutrition due to metabolic response in Intensive Care Unit (ICU) patients is causing ICU stay prolongation, increased morbidity and mortality. Because doctors should be aware of basic knowledge and practice, we aimed to evaluate our nutrition profile for one year period.
Methods: We examened records of patients who were admitted to the Anesthesiology and Reanimation Clinic of Sisli Etfal Training and Research Hospital in the year 2008 retrospectively. Demographic variables, feding type, time to start feding, time to reach target calory, complications related to feding and admission duration were recorded. Variables were presented as Mean±Standard Deviation (Mean±SD).
Results: Average age of 152 patients was 49.5±24.2 years, male/female ratio was 60.5/39.5%, admission duration was 13.1±24.9 days. Feeding was started at 13.7±16th hour, target calory was reached at 53.52±53.04 hours. 31.6% of patients were feeded enteral, 30.9% parenteral, 13.8% enteral+parenteral, 11.8% oral, 2% oral+parenteral. Without nutrition 9.9% were discharged. In the parenteral feeded patients peripheric venous access was used in 14.8%, central access in 85.2%; enteral feding was performed by naso-gastric-tube in 91.3%, and in 8.7% it was performed by gastrostomy. The frequency of gastric residual volume>200ml was 1.3%. Vomiting, aspiration and diarrhea frequency was as follows: 0.1%, 0.7% and 6.6%. Pneumothorax frequency was 0.7%, catheter infection 1.3%, obstruction 2.6% and hyperglycemia 19.7%.
Conclusions: Nutrition parameters should be evaluated as soon as possible and appropriate feeding should be started after target calory calculation.