Amaç: Bu retrospektif çalışmada servikal lenfadenopatiyle başvuran hastalarda tanı koymada servikal ultrason bulguları, İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) sonuçları ve eksizyonel biyopsi sonuçları değerlendirip birbirleri ile kıyaslamak ve en sık sebepleri ortaya koymak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Eksizyon öncesi servikal ultrasonografisi yapılmış ve İİAB sonucu bulunan 137 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalara ait demografik veriler, servikal ultrasonografik bulguları, yapılan İİAB patoloji sonuçları ve sonrasında gerçekleştirilen eksizyonel biyopsi sonrası nihai patoloji sonuçları incelendi.
Bulgular: Patoloji sonuçlarına göre hastaların %33,6'sında (n=46) tanı reaktif foliküler hiperplazi olarak geldi. Tanıların %27,7'si (n=38) Non-Hodgkin lenfoma (NHL), %13,1'i (n=18), Hodgkin lenfoma idi. Hastaların 66 tanesinin malign patoloji tanısı aldığı görüldü. Malign tanı alan hastaların İİAB sonuçlarında 57 tanesi non-diagnostik ve şüpheli olarak yorumlanırken 9 tanesinde sonucun benign olarak yorumlanmış olduğu görüldü. Bu 9 hastanın 8 tanesinde lenf nodu eksizyonunun patolojik incelemesi sonucu NHL idi. İİAB sonucu benign olan bir hastada ise lenf eksizyonu sonucu malign olarak bildirildi.
Sonuç: Özellikle 40 yaş üstü görülen servikal lenfadenopatilerde malignite ihtimali belirgin olarak artmaktadır. Lenfoproliferatif hastalıklarda ve klinik şüphenin de eşlik ettiği durumlarda direkt eksizyonel biyopsi seçeneğini kullanmak akılcı olacaktır. Öncesinde ince iğne aspirasyon biyopsilerinin yapılması metastatik hastalıklarda önemli ölçüde yön gösterse bile lenfoma tanısında ve evrelemesinde yanlış negatiflik oranlarının yükselebileceği akılda tutulmalıdır.
Objectives: The aim of this retrospective study was to evaluate and compare cervical ultrasound findings, fine needle aspiration biopsy (FNAB) results and excisional biopsy results in the diagnosis of patients presenting with cervical lymphadenopathy and to reveal the most common causes.
Methods: A total of 137 patients who underwent cervical ultrasonography and FNAB before excision were included in the study. Demographic data, cervical ultrasonographic findings, FNAB pathology results and final pathology results after excisional biopsy were analysed.
Results: The pathological results indicated that reactive follicular hyperplasia was diagnosed in 33.6% (n=46) of the patients. A diagnosis of non-Hodgkin lymphoma (NHL) was made in 27.7% (n=38) of cases, while 13.1% (n=18) were diagnosed with Hodgkin lymphoma. Malignant pathology was diagnosed in 66 patients. In the FNAB results of patients diagnosed as malignant, 57 were interpreted as non-diagnostic and suspicious, while 9 were interpreted as benign. Of these, 8 had a pathological examination of lymph node excision that revealed non-Hodgkin lymphoma (NHL), and in one patient with a benign FNAB result, the result of lymph node excision was reported as malignant.
Conclusion: Especially in cervical lymphadenopathies in patients over 40 years of age, the possibility of malignancy increases significantly. In lymphoproliferative diseases and in cases accompanied by clinical suspicion, it would be rational to use the direct excisional biopsy option. Although prior fine needle aspiration biopsy may provide significant guidance in metastatic diseases, it should be kept in mind that false negative rates may increase in the diagnosis and staging of lymphoma.( SETB-2025-04-078)