Objective: Evaluate the effectiveness of magnetic resonance imaging (MRI), blood parameters, and tumor markers to determine the role of objective criteria in distinguishing malignant, borderline, and benign masses and to minimize unnecessary surgical interventions by reducing interpretation differences.
Methods: The histopathological and clinical–laboratory results of the patients who underwent surgery for the initial diagnosis and whose ovarian masses were confirmed were retrospectively reviewed. Between groups, age, cancer antigen 125, mean platelet vol- ume (MPV), neutrophil-to-lymphocyte ratio (NLR), platelet-to-lymphocyte ratio (PLR), the presence of ascites, the ovarian-adnexal reporting and data system MRI scores, mass characteristics, and lymphocyte count were compared.
Results: The study comprised a total of 191 patients. These patients were categorized into three groups: Benign (n=113), border- line (n=26), and malignant (n=52). No noteworthy correlation was detected between the unilocular or multilocular nature of solid, cystic, or mixed masses and the rates of NLR, PLR, or MPV. However, a notable correlation was identified between NLR and the presence of acidity (p=0.003). In ovarian cancer patients, there was no significant difference in NLR and MPV between malignant epithelial and malignant sex cord-stromal types (p>0.05), whereas a significant difference emerged in the PLR ratio (p=0.013). Conclusion: In ovarian masses with malignant potential, laboratory parameters such as NLR and PLR can guide the diagnosis pro- cess. In the future, various studies such as the development of different tests, markers, and imaging methods, the use of blood tests such as NLR, PLR, and MPV in cancer diagnosis will be possible. The results of these studies may contribute to the development of new methods for the diagnosis of ovarian cancer and the improvement of treatment protocols.
Amaç: Malign, borderline ve benign kitlelerin ayrımında objektif kriterlerin rolünü belirlemek ve yorumlama farklılıklarını azaltarak gereksiz cerrahi girişimleri en aza indirmek için MRG, kan parametreleri ve tümör belirteçlerinin etkinliğini değerlendirmek
Yöntem: Başlangıç tanısı için ameliyat edilen ve over kitleleri doğrulanan hastaların histopatolojik ve klinik-laboratuvar sonuçları retrospektif olarak incelendi. Gruplar arasında yaş, kanser antijeni 125 (CA-125), ortalama trombosit hacmi (MPV), NLR, PLR, asit varlığı, ORADS MRG skorları, kitle özellikleri ve lenfosit sayısı karşılaştırıldı.
Bulgular: Çalışmaya toplam 191 hasta dahil edildi. Bu hastalar benign (n=113), borderline (n=26) ve malign (n=52) olmak üzere üç gruba ayrıldı. Solid, kistik veya mikst kitlelerin uniloküler veya multiloküler doğası ile NLR, PLR veya MPV oranları arasında kayda değer bir korelasyon saptanmadı. Bununla birlikte, NLR ile asit varlığı arasında dikkate değer bir korelasyon tespit edildi (p=0.003). Over kanserli hastalarda malign epitelyal ve malign seks kord-stromal tipler arasında NLR ve MPV açısından anlamlı fark yokken (p>0.05), PLR oranında anlamlı fark ortaya çıktı (p=0.013).
Sonuç: Malign potansiyeli olan over kitlelerinde NLR ve PLR gibi laboratuvar parametreleri tanı sürecinde yol gösterici olabilir. Gelecekte farklı testlerin, belirteçlerin ve görüntüleme yöntemlerinin geliştirilmesi, NLR, PLR, MPV gibi kan testlerinin kanser teşhisinde kullanılması gibi çeşitli çalışmalar mümkün olacaktır. Bu çalışmaların sonuçları yumurtalık kanseri tanısı için yeni yöntemlerin geliştirilmesine ve tedavi protokollerinin iyileştirilmesine katkı sağlayabilir. (SETB-2023-08-143)