Amaç: Bu çalışmanın amacı, laparoskopik kolesistektomi ameliyatı sebebiyle kanama gelişen hastaların verilerini gözden geçirmek ve tecrübelerimizi paylaşmaktır.
Gereç ve Yöntemler: Ocak 2006 - Nisan 2015 tarihleri arasında hastanemizde 865 hastaya laparoskopik kolesistektomi ameliyatı yapıldı. Bu ameliyat sebebiyle kanama geçiren ve kanama için ek bir ameliyata gerek duyulan 7 hasta çalışmaya alındı, tıbbı kayıtları gözden geçirildi. Hastalarda yaş, cins, ek hastalık, kanama tespit zamanı, ikinci ameliyatta yapılan işlemler, kanama yeri, kanama sebepleri, kanama miktarı ve ameliyat sonrası komplikasyonlar gözden geçirildi; kanamayı engellemek için alınacak tedbirler tartışıldı.
Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 60 yıldı. Üç hastada ek hastalık vardı. Tüm hastaların ameliyat öncesinde INR değerleri normal sınırlarda idi. İki hastada ameliyat esnasında kanama belirlendi ve açık ameliyata dönüldü. Diğer beş hastanın kanaması ameliyattan 2-24 saat sonra belirlendi. İkinci kez ameliyata alınan beş hastanın ikisine, doğrudan laparatomi, ikisine laparoskopi ile başlayıp laparatomi, birine laparoskopi ile hemostaz yapıldı. Kanamalar, üç hastada safra kesesi yatağından, birer hastada sistik arterden, epigastrik port yerinden, kolon mezosundan ve belirsiz yerden olduğu görüldü. Kanama miktarı tüm hastalar için 300-3000 ml arasında olduğu belirlendi. Hastalarımızda kanamanın tekrarı ve mortalite görülmedi.
Sonuç: Kanama, laparoskopik kolesistektomiden sonra az görülen ama ciddi bir komplikasyondur. En sık kanama yeri safra kesesi yatağıdır. Kanayacağından şüphe edilen hastaların ameliyattan sonra 24 saat takibi yapılmalıdır.
Objective: The aim of this study is to review the data of patients who had hemorrhage due to laparoscopic cholecystectomy and to share our experience.
Material and Methods: In our hospital, 865 patients underwent laparoscopic cholecystectomy between January 2006 and April 2015. Seven patients who had hemorrhage due to this surgery and needed additional surgery were included in this study, and their medical records reviewed. Patient’s age, sex, comorbid disease, hemorrhage detection time, the interventions in the second surgery, the bleeding site, bleeding causes, bleeding volume and post-operative complications were reviewed; the measures which prevent bleeding were discussed.
Results: The mean age of the patients was 60 years. Three patients had comorbid disease. All patients had normal INR values preoperatively. Bleeding during surgery was detected in two patients and the operation was converted to open surgery. The bleeding of other five patients was detected 2-24 hours after surgery. Hemostasis was achieved immediately by laparotomy in two of the five patients, in two others by laparoscopy followed by laparotomy, and in one by laparoscopy alone. The bleedings were found from gallbladder bed in three patients, and the other four from cystic artery, epigastric port site, mesocolon and uncertain place. The amount of bleeding was determined to be between 300-3000 mL. No repeated bleeding or mortality was observed among our patients.
Conclusion: Bleeding is a rare but serious complication after laparoscopic cholecystectomy. The most frequent bleeding location is the gallbladder bed. The patients who are suspected to have bleeding must be observed for 24 hours after surgery.