Amaç: Bu çalışmanın amacı, perkütan renal kitle biyopsisinin güvenliğini incelemek ve nefrektomiden önce biyopsi yapılan hastalar ile biyopsi yapılmayan hastalar arasındaki onkolojik sonuçları karşılaştırmaktır.
Yöntemler: Ocak 2017 ile Ocak 2021 arasında renal kanser nedeniyle nefrektomi yapılan toplam 145 hastayı değerlendirdik. Tedavi öncesi perkütan renal kitle biyopsisine dayanarak hastaları iki gruba ayırdık: biyopsi- grubu ve biyopsi+ grubu. Tüm gruplarda tümörlerin radyolojik ve histolojik özelliklerinin karşılaştırmalı analizini yaptık. Ayrıca, iki grup arasında parsiyel nefrektomi vakalarında cerrahi sınır sonuçlarının incelenmesini gerçekleştirdik. Bunun yanında, her grupta genel sağkalım (OS), nükssüz sağkalım (RFS), metastazsız sağkalım (MFS) ve hastalıksız sağkalım (DFS) analizlerini yaptık.
Sonuçlar: Dahil edilme kriterlerini karşılayan 145 hastadan 119 vaka üzerinde çalıştık. Ortalama yaş ve tümör çapı sırasıyla 56.75±11.71 yıl ve 53.77±23.99 mm olarak belirlendi. Operatif süre ortalama 176.87±56.46 dakika olarak kaydedilirken, takip süresi ortalama 25.67±14.27 ay (aralık: 8–60 ay) olarak hesaplandı. Parsiyel nefrektomi oranları sırasıyla %35.41 (biyopsi-) ve %43.47 (biyopsi+) olarak bulundu, sol böbrek tümörleri biyopsi- grubunda 46/96 ve biyopsi+ grubunda 16/23 vakada görüldü. Kistik ve ekzofitik tümörler gruplar arasında anlamlı şekilde farklılık gösterdi (sırasıyla p = 0.01 ve p = 0.03). Takip süresince 16 hastada ölüm gerçekleşti. Ortalama genel sağkalım (OS) süresi 51.38±2.26 ay olarak belirlendi. Nüks ve metastatik ilerleme sırasıyla 4 ve 7 hastada görüldü ve tüm metastazlar akciğerlerde tespit edildi. Nüksü olmayan sağkalım (RFS), metastazsız sağkalım (MFS) ve hastalıksız sağkalım (DFS) süreleri sırasıyla 57.94±1.00, 54.75±1.67 ve 53.83±1.75 ay olarak hesaplandı. Biyopsi+ grubunda papiller ve kromofob RCC alt tiplerinin prevalansı daha yüksekti. Patolojik parametreler ve cerrahi sonuçlar gruplar arasında karşılaştırılabilir düzeydeydi. OS, RFS, MFS ve DFS süreleri arasında anlamlı fark bulunmadı (p > 0.05).
Sonuç: Bulgularımıza göre, perkütan renal kitle biyopsisi güvenli bir prosedürdür. Şüpheli renal kitlelerin tanısal değerlendirilmesinde yardımcı olabilir ve onkolojik sonuçlar üzerinde olumsuz etkileri azaltabilir. Görüşümüz, şüpheli renal kanserli hastaların rutin perkütan renal kitle biyopsisini güvenli ve başarılı bir şekilde kullanabileceği yönündedir. (SETB-2024-07-118)
Objectives: The objective of this study is to examine the safety of percutaneous renal mass biopsy and compare the oncological outcomes between patients who had a renal biopsy prior to nephrectomy procedures and those who did not have a biopsy.
Methods: We evaluated a total of 145 patients who underwent nephrectomy for renal cancer between January 2017 and January 2021. Based on the pretreatment percutaneous renal mass biopsy, we categorized the patients into two groups: the biopsy-group and the biopsy-+ group. We performed a comparative analysis of the radiologic and histological characteristics of the tumors in all the groups. We also conducted an examination of the surgical margin outcomes in cases of partial nephrectomy between the two groups. In addition, we did an analysis of the overall survival (OS), recurrence-free survival (RFS), metastasis-free survival (MFS), and disease-free survival (DFS) between each group.
Results: Out of 145 patients meeting inclusion criteria, we analyzed 119 cases. The mean age and tumor diameter were 56.75±11.71 years and 53.77±23.99 mm, respectively. Operative time averaged 176.87±56.46 minutes, with a mean follow-up of 25.67±14.27 months (range: 8–60 months). Partial nephrectomy rates were 35.41% (biopsy-) and 43.47% (biopsy+), with left kidney tumours in 46/96 (biopsy-) and 16/23 (biopsy+) cases, respectively. Cystic and exophytic tumors varied significantly between groups (p = 0.01 and p = 0.03). During follow-up, 16 deaths occurred. Mean overall survival (OS) was 51.38±2.26 months. We noted local recurrence and metastatic progression in 4 and 7 patients, respectively, with lung metastases in all cases. RFS, MFS and DFS times averaged 57.94±1.00, 54.75±1.67, and 53.83±1.75 months, respectively. The biopsy+ group showed a higher prevalence of papillary and chromophobe RCC subtypes. Pathological parameters and surgical outcomes were comparable between groups. OS, RFS, MFS, and DFS times did not significantly differ (p > 0.05).
Conclusion: According to our findings, a percutaneous renal mass biopsy is a safe procedure. It can aid in the diagnostic evaluation of suspected renal masses and mitigate any adverse effects on oncological outcomes. Our opinion is that patients with suspected renal cancer can safely and successfully use routine percutaneous renal mass biopsy.