Objective: Venom-specific immunotherapy is recognized as the gold standard treatment for honey bee and wasp venom allergies. This study aims to evaluate the clinical characteristics and treatment outcomes of patients diagnosed with honey bee and wasp venom allergies who commenced immunotherapy.
Methods: This study encompasses data from 43 patients who presented with honey bee and wasp venom allergies at the *******and initiated venom immunotherapy. We retrospectively examined the patients' demographic characteristics, history of atopic diseases, allergy history, characteristics of honey bee and wasp venom stings, severity of reactions, laboratory values, administered treatments, and side effects.
Results: Among the 43 patients included in our study, 9 (20.9%) were female, and 34 (79.1%) were male. A history of atopic disease was present in 34.8% of the patients, and a family history in 51.1%. The severity of systemic reactions was evaluated according to Müller's classification, with grade 4 reactions being the most frequent (48.8%) Of the 43 patients who received venom immunotherapy, 28 (65.1%) were treated for Apis mellifera, 9 (20.9%) for Vespula vulgaris, and 6 (14%) for both species. Twelve patients experienced side effects during VIT, leading to discontinuation in two cases due to patients' reluctance to continue. The remaining 22 patients, who were stung again during or after completing VIT, experienced milder systemic reactions.
Conclusion: This study delineates the demographic and clinical characteristics of patients with honey bee and wasp venom allergies, highlighting the efficacy of VIT treatment. Despite the occurrence of side effects related to venom immunotherapy, both previous studies and our findings suggest that these side effects are not more severe than systemic reactions resulting from stings. The absence of severe systemic reactions in patients who were stung again during or after receiving VIT underscores the effectiveness of the immunotherapy.
Amaç: Venom spesifik immünoterapi, bal arısı ve yaban arısı zehir alerjilerinin tedavisinde altın standart olarak kabul edilmektedir. Bu çalışma, bal arısı ve yaban arısı zehir alerjisi teşhisi konmuş ve immünoterapiye başlamış hastaların klinik özelliklerini ve tedavi sonuçlarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Yöntemler: Bu çalışma, bal arısı ve yaban arısı zehir alerjisi olan ve *****'da venom immünoterapisine başlayan 43 hastanın verilerini kapsamaktadır. Hastaların demografik özellikleri, atopi hastalık geçmişi, alerji geçmişi, bal arısı ve yaban arısı sokmalarının özellikleri, reaksiyonların şiddeti, laboratuvar değerleri, uygulanan tedaviler ve yan etkiler retrospektif olarak incelenmiştir.
Bulgular: Çalışmamıza dahil edilen 43 hastanın 9'u (%20.9) kadın, 34'ü (%79.1) erkekti. Hastaların %34.8'inde atopi hastalığı geçmişi, %51.1'inde ise ailede alerji öyküsü mevcuttu. Sistemik reaksiyonların şiddeti Müller's sınıflamasına göre değerlendirildi ve en sık görülen reaksiyonlar %48.8 ile derece 4 reaksiyonlar oldu. Venom immünoterapi uygulanan 43 hastanın 28’ine (%65,1) Apis mellifera, 9’una (%20,9) Vespula vulgaris ve 6’sına (%14) her iki tür için de tedavi uygulanmıştır. Hastaların 26'sına Apis mellifera venom immünoterapisi (VIT), 17'sine ise Vespula vulgaris venom immünoterapisi uygulandı. On iki hasta, VIT sırasında yan etki yaşadı ve iki vaka hastaların tedaviye devam etmek istememesi nedeniyle sonlandırıldı. VIT sırasında veya sonrasında tekrar sokulan 22 hastanın sistemik reaksiyonları daha hafif seyretti.
Sonuç: Bu çalışma, bal arısı ve yaban arısı zehir alerjisi olan hastaların demografik ve klinik özelliklerini tanımlayarak VIT tedavisinin etkinliğini vurgulamaktadır. Venom immünoterapisi ile ilgili yan etkiler görülmesine rağmen, önceki çalışmalar ve bulgularımız, bu yan etkilerin sokmalar sonucu oluşan sistemik reaksiyonlardan daha şiddetli olmadığını göstermektedir. VIT sırasında veya sonrasında tekrar sokulan hastalarda ciddi sistemik reaksiyonların olmaması, immünoterapinin etkinliğini desteklemektedir. (SETB-2024-06-107)