Objectives: Non-alcoholic fatty liver disease (NAFLD) is closely associated with diseases, such as obesity, diabetes mellitus, metabolic syndrome, which are characterized by insulin resistance. NAFLD is thought to be a manifestation of metabolic syndrome in the liver. Liver fibrosis has a high prognostic significance in non-alcoholic steatohepatitis (NASH). In this study, the relationship between insulin resistance and the histopathological changes in the liver was investigated in biopsy-proven NAFLD patients.
Methods: In this study, 85 biopsy-proven NAFLD patients (64 NASH, 21 non-NASH) and 40 healthy control subjects were enrolled. Insulin resistance was calculated using the "homeostasis model assessment of insulin resistance" (HOMA-IR).
Results: C reactive protein, total cholesterol, low-density lipoprotein, triglyceride, body mass index (BMI), HOMA-IR levels were significantly higher in the NAFLD group compared to the control group. In the NASH group, the HOMA-IR level was significantly higher than the non-NASH group (p=0.026). When NAFLD patients with advanced fibrosis (stage 3-4, n=27) and without fibrosis (stage 0-2, n=58) are compared, in advanced fibrosis group BMI (35.2±4.6 kg/m2 and 32.7±4.1 kg/m2, respectively; p=0.031) and HOMA-IR (6.3 [5.8-6.8] and 3.4 [2.6-4.8], respectively, p=0.001) levels were higher significantly. In the covariance analysis, when confounding factors, such as BMI, age and gender, were corrected, it was observed that the elevation of HOMA-IR level in the advanced fibrosis group continued statistically significantly.
Conclusion: HOMA-IR levels were high in NAFLD patients with advanced fibrosis. HOMA-IR, which can be easily measured in daily practice, is an independent predictor for fibrosis.
Amaç: Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAYKH), insülin direnci ile karakterize olan obezite, diyabetes mellitus, metabolik sendrom gibi hastalıklarla yakından ilişkilidir. Metabolik sendromun karaciğerdeki tezahürü olduğu düşünülmektedir. Karaciğer fibrozisinin non-alkolik steatohepatitte (NASH) prognostik önemi yüksektir. Bu çalışmada biyopsi ile kanıtlanmış NAYKH olgularında insülin direnci ile karaciğerdeki histopatolojik değişiklikler arasındaki ilişki incelenmiştir.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 85 kişilik biyopsi ile kanıtlanmış NAYKH hastası (64’ü NASH, 21’I NASH olmayan) ve 40 kişilik kontrol grubu alındı. İnsülin direnci ‘homeostasis model assessment of insulin resistance’ (HOMA-IR) kullanılarak hesaplandı.
Sonuçlar: NAYKH grubunda C reaktif protein, total kolesterol, düşük dansiteli lipoprotein, trigliserit, vücut kitle indeksi (VKİ), HOMA-IR düzeyleri kontrol grubuna göre istatistiksel açıdan anlamlı şekilde yüksekti. NASH grubunda NASH olmayan gruba göre HOMA-IR düzeyi anlamlı düzeyde (p=0.026) yüksekti. İleri düzeyde fibrozisi olan (evre 3-4, n=27) ve olmayan (evre 0-2, n=58) NAYKH hastaları karşılaştırıldığında, ileri fibrozis grubunda hafif fibrozis grubuna göre VKİ (35.2±4.6 kg/m2 ve 32.7±4.1 kg/m2 sırasıyla, p=0.031) ve HOMA-IR (6.3 [5.8-6.8] ve 3.4 [2.6-4.8] sırasıyla, p=0.001) seviyelerinin yüksek olduğu gözlendi. Kovaryans analizinde, ileri fibrozis grubunda HOMA-IR yüksekliğinin; VKİ, yaş, cinsiyet gibi karıştırıcı faktörler düzeltildiğinde de istatistiksel olarak anlamlı biçimde devam ettiği görüldü.
Sonuç: Fibrozis düzeyi ileri derecede olan NAYKH hastalarında HOMA-IR değerinin yüksek olduğu gözlenmiştir. Günlük pratikte kolaylıkla ölçülebilen HOMA-IR’nin fibrozis için bağımsız bir prediktör değer olduğu görülmüştür. (SETB-2018-11-163)