Objectives: Traffic accidents, falls, assaults, occupational accidents, intoxications, burns, electric shock, lightning strike, all cases of asphyxia, penetrating and firearm injuries, suspected or definite cases of sexual abuse, and suicide attempts should be evaluated in the forensic category. In this study, we aimed to present our intensive care experiences in forensic cases.
Methods: We retrospectively evaluated forensic cases admitted to our Pediatric Intensive Care Unit between 1 February 2017 and 1 September 2018.
Results: This study included 153 children, 65 (42.5%) boys and 88 (57.5%) girls. The forensic causes of hospitalizations in the intensive care unit included drug intoxication with a rate of 54.9%, followed by suicide attempts with 24.2%, falling from a high place with 5.2%, child abuse with 5.2%, pedestrian (out-of-vehicle) traffic accidents with 2.6%, drowning in water with 2.6%, road (in-vehicle) traffic accidents with 2%, electric shocks with 2%, and CO (carbon monoxide) poisoning with 1.3%. The drug intoxication was caused by drugs prescribed to the mother and the child with a rate of 40.6% and 27.1%, respectively. Analgesic anti-inflammatory drugs (33.1%) and antidepressant drugs (22.3%) were identified as major causes of intoxication. In addition, paracetamol was the most common cause of intoxication, with a rate of 21.9% among all intoxication cases and 72.5% in the analgesic group. Amitriptyline was the most common agent in the antidepressant group (59.2%). The admission rate to the intensive care unit between 08: 00 and 14: 00 was 35.1% for suicide attempts and 16.4% for non-suicide attempts, with a statistically significant difference (p=0.025; p<0.05, respectively).
Conclusion: Drug intoxications had the highest rate of forensic cases followed in our pediatric intensive care unit. The majority of these intoxications (69.4%) arose from accidental drug ingestion. Therefore, we believe that there may be a significant decrease in the number of hospitalizations of forensic cases associated with drug intoxications in pediatric intensive care units by preventing children’s access to drugs.
Giriş: Trafik kazaları, düşmeler, darp olguları, iş kazaları, intoksikasyonlar, yanıklar, elektrik ve yıldırım çarpmaları, her türlü asifiksi olguları, delici kesici ve ateşli silah yaralanmaları, istismar olguları veya şüphesi ve intihar girişimleri adli olgu olarak değerlendirilmelidir. Bu çalışmamızda adli olgularda çocuk yoğun bakım deneyimimizi sunmayı amaçladık.
Yöntemler: Çocuk Yoğun Bakım Ünitemize 1 Şubat 2017 – 1 Eylül 2018 tarihleri arasında kabul edilen adli olgular geriye dönük olarak değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmamıza 65’i (%42.5) erkek ve 88’i (%57.5) kız olmak üzere toplam 153 çocuk dahil edildi. Yoğun bakım yatışlarının %54,9’unun adli nedenini ilaç intoksikasyonu oluştururken, %24.2’sini özkıyım girişimleri, %5.2’sini yüksekten düşme, %5.2’sini çocuk istismarı, %2.6’sını araç dışı trafik kazası, %2.6’sını suda boğulma, %2’sini araç içi trafik kazası, %2’sini elektrik çarpması ve %1.3’ünü CO (karbonmonoksit) zehirlenmesi oluşturdu. İlaç intoksikasyonlarına neden olan ilaçların %40.6’sının çocuğun annesine ait olduğu, %27.1’inin ise çocuğun kendisine ait olduğu saptandı. İntoksikasyon olgularının %33.1’i analjezik–antiinflamatuar ilaçlarla, %22.3’ü antidepresan ilaçlarla meydana geldiği, bu olgularda saptanan en sık ilacın parasetamol olup tüm intoksikasyon olgularındaki oranı %21.9, analjezik grubunda ise %72.5 olarak saptandı. Antidepresan ilaçlar grubunda ise en sık etken amitriptilin (%59.2) olarak bulundu. Özkıyım girişimlerinin yoğun bakıma kabul saatinin 08: 00-14: 00 arasında olma oranı (%35.1), özkıyım girişimi olmayanlardan (%16.4) istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulundu (p: 0.025; p<0.05).
Sonuç: Çocuk yoğun bakım ünitemizde izlenen adli olgularda en sık hasta grubunu ilaç zehirlenmeleri oluşturdu. Bu zehirlenmelerin büyük çoğunluğu (%69.4) kaza ile alım sonucu gerçekleşti. Bu nedenle çocukların ilaçlara erişiminin engellenmesinin, ilaç zehirlenmelerine bağlı çocuk yoğun bakım adli olgu yatışlarını önemli ölçüde azaltacağını düşünmekteyiz. (SETB-2019-04-069)