Objectives: Sexual health is an essential component of life quality. In this study, we aim to compare the sexual dysfunction of women who had a history of COVID-19 and those who did not have been infected by COVID-19.
Methods: This study was conducted in a tertiary center between May 2020 and December 2020. Our study group included 50 women treated for COVID-19 at home, and control group included 51 women with no history of COVID-19. Female Sexual Functioning Index (FSFI) was used to assess of these patients’ sexual dysfunctions.
Results: Sexual dysfunction in women with a history of COVID-19 was found to be significantly higher than those with no history of COVID-19. Sexual dysfunction development risk in women with a history of COVID-19 (study group) was 3.4 times higher compared to women with no history of COVID-19 (control group) (p=0.008). In addition, high number of children and low economic status were found to be predictive for sexual dysfunction after recovery (p=0.02 and p=0.024, respectively). Arousal, orgasm, satisfaction subscale scores, and total FSFI scores in women with a history of COVID-19 were significantly lower than those with no history of COVID-19 (p=0.011, p=0.002, p=0.028, and p=0.008, respectively).
Conclusion: Sexual dysfunction in the patients with a history of COVID-19 seems to be higher than in women with no history of COVID-19. Increased parity and low economic status are predictive for sexual dysfunction after treatment. There is a need for future studies relating to the effect of the COVID-19 infection in women’s sexual functions.
Amaç: Cinsel sağlık, yaşam kalitesinin önemli bileşenlerinden biridir. Bu çalışmanın amacı, Covid-19 geçirmiş ve Covid-19 geçirmemiş kadınların cinsel işlev bozukluklarını karşılaştırmaktır.
Gereç ve Yöntem: Mayıs 2020–Aralık 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu çalışmaya Covid-19 tanısı konan ve evde tedavi ve takibi yapılan 50 kadın (çalışma grubu) ve Covid-19 öyküsü olmayan 51 kadın (kontrol grubu) dahil edildi. Cinsel işlev bozuklukları Kadın Cinsel İşlev İndeksi (FSFI) kullanılarak değerlendirildi.
Bulgular: Covid-19 öyküsü olan kadınlarda cinsel işlev bozukluğu, Covid-19 öyküsü olmayan kadınlara göre anlamlı derecede yüksek bulundu. Covid-19 salgını sırasında Covid-19 öyküsü olan kadınlarda cinsel işlev bozukluğu gelişme riski 3,4 kat daha fazlaydı (p=0,008). İyileşme sonrasında, çocuk sayısının fazla olması ve ekonomik koşulların kötü olması cinsel işlev bozukluğu gelişmesi açısından öngörücüdür (sırasıyla p=0,02 ve p=0,024). Covid-19 öyküsü olan kadınlarda FSFI uyarılma, orgazm, memnuniyet alt ölçek puanları ve toplam FSFI puanları, Covid-19 öyküsü olmayan kadınlara göre anlamlı derecede düşüktür (sırasıyla, p=0,011, p=0,002, p=0,028 ve p=0,008).
Sonuç: Covid-19 öyküsü olan kadınlarda olmayanlara göre cinsel işlev bozukluğu riski daha yüksektir. Ayrıca artan parite ve kötü ekonomik koşullar, salgın sırasında kadınlarda cinsel işlev bozukluğu için öngörücü görünmektedir. Covid-19 enfeksiyonunun mekanizmasının kadının cinsel işlevlerine etki ettiğine ilişkin kanıtlara ihtiyaç duyulmaktadır. (SETB-2021-11-336)