ISSN : 1302-7123 | E-ISSN : 1308-5123
Our approach and experience on the pressure sores of the pelvic region [Med Bull Sisli Etfal Hosp]
Med Bull Sisli Etfal Hosp. 2012; 46(2): 53-59

Our approach and experience on the pressure sores of the pelvic region

Onur Egemen, Tolga Aksan, Özay Özkaya, Ilker Üsçetin, Mitat Akan
Okmeydanı Training and Research Hospital, Istanbul, Turkey

Objective: Pressure sores develop due to an ischemic environment depending on long-term pressure over a bony prominence. Surgical treatment is the most appropriate choice in patients with stage 4 pressure sores. In this study, we retrospectively evaluated our patients with grade 4 pressure sores on pelvic region and we aimed to present our surgical approach to pressure sores.
Method: Twenty three patients with grade 4 pressure at the pelvic region who were treated between January 2008 and January 2012 were evaluated. Etiological and epidemiological information of the cases recorded and the effectiveness of these treatment methods are discussed.
Results: Sixteen patients were male and seven patients were female. Ages ranged from 17 to 80 (mean: 41). All patients had grade 4 pressure sores at their pelvic region and duration of the wound presence ranged from 15 days to 12 months (mean: 3,4 months). Twenty one defects were repaired in 18 patients who were operated. Defects were reconstructed using different flaps according to localization and size of the wound. Postoperative complications were observed as wound dehiscence in three patients, wound infection in one patient, partial flap necrosis in one patient.
Conclusion: Pressure sores are common in immobile patients. Surgery is the most effective treatment method in patient with advanced wounds. Patient’s condition, recovery expectations, possible complications should be taken into consideration when planning a treatment approach.

Keywords: Pressure sores, flap, reconstruction, immobility

Pelvik bölge bası yaraları deneyimlerimiz ve yaklaşımımız

Onur Egemen, Tolga Aksan, Özay Özkaya, Ilker Üsçetin, Mitat Akan
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul

Amaç: Bası yarası, dokuların uzun süreli basınç altında kalmasına bağlı olarak gelişen ve daha çok vücudun kemik çıkıntılarının üzerinde gözlenen iskemik zeminde ortaya çıkan yaralardır. Evre 4 bası yarası gelişmiş olgularda çoğu zaman cerrahi tedavi en uygun seçenek olarak karşımıza çıkar. Bu çalışmada pelvik bölgede evre 4 bası yarası nedeni ile kliniğimizde tedavi edilen hastaların değerlendirmesini ve bası yaralarına cerrahi yaklaşımımızı sunmayı amaçladık.
Yöntem: Ocak 2008-Ocak 2012 tarihleri arasında kliniğimizde pelvik bölgesinde bası yarası tanısı ile yatarak tedavi görmüş 23 olgu retrospektif olarak değerlendirildi. Olguların etiyolojik ve epidemiyolojik bilgileri incelenerek uyguladığımız tedavi yöntemlerinin etkinliği irdelendi.
Bulgular: Olguların 16’sı erkek, 7’si kadındı ve yaşları 17 ile 80(ortalama: 41) arasında değişmekteydi. Tüm olgularda Evre 4 bası yarası olmakla birlikte mevcut yaranın ilk meydana geliş zamanından itibaren geçen süresi 15 gün ile 12 ay (ortalama: 3,4 ay) arasında değişmekteydi. Opere edilen 18 adet olguda toplam 21 adet defekt onarıldı. Defektin lokalizasyonu ve boyutuna göre çeşitli flepler planlanarak onarımı sağlandı. Komplikasyon olarak üç olguda sütür hatlarında ayrışma, bir hastada yara yeri enfeksiyonu ve bir hastada parsiyel flep nekrozu görüldü.
Sonuç: Bası yaraları, immobil hastalarda yaşamlarının en azından bir döneminde görülmekle birlikte ilerlemiş bası yaralarında cerrahi tedavi en etkin tedavi olarak öne çıkmaktadır. Cerrahi tedavi uygulanacak olgularda hastanın durumu ve iyileşme beklentisi, gelişmesi muhtemel komplikasyonlar göz önüne alınarak olgu için en uygun seçenek uygulanmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Bası yarası, flep, rekonstrüksiyon, immobilite

Corresponding Author: Tolga Aksan, Türkiye
Manuscript Language: Turkish
×
APA
NLM
AMA
MLA
Chicago
Copied!
CITE
LookUs & Online Makale