Objective: In this study, we aimed to determine if there were any changes in serum troponin / and CK-MB levels between normotensive and preeclapmtic women during the third trimester.
Study Design: Thirty normotensive women with no cardiac or obstetric problem during the third trimester and 30 preeclamptic women who were not in active labor attending the antenatal outpatient clinic of Sisli Etfal Training and Research Hospital 2. Gynecology and Obstetric Clinic between 01.01.2005 and 31.12.2005 were recruited into study. Obstetric history, gestational age, drug usage, blood pressure levels. blood count, biochemical charts, any kind of diseases, CK-MB and troponin I levels along with urinary analysis of the patients were evaluated for this study.
Results: Among the two groups, no significant difference was found concerning CK-MB levels (p>0,05). In terms of troponin I levels, the preeclamptic group was found to be statistically higher than the other group (p<(),()()l).
Conclusion: Troponin I may he a good precursor to determine minor myocardial injury, but further clinical researches are needed to follow up preeclampsia prognosis.
Amaç: Çalışmamızda 3. trinıeşterdc preeklamptik gebelerde seruıu troponin / ve CKMB değerleri normotensif gebeliklerle karşılaştırılmıştır
Gereç ve Yöntem: 01 Ocak 2005 - 31 Aralık 2005 tarihleri arasında Şişli Etfal Eğilim ve Araştırma Hastanesi 2.Kadın Hastalıkları ve Doğum Antenatal Polikliniğine rutin gebelik muayenesi için gelen kardiyak ve obstetrik açıdan herhangi bir problemi olmayan üçüncü irime ster 30 gebe ve travayda olmayan hafif preeklamptik 30 gebe çalışmaya dahil edildi. Hastaların yaşı, gravida ve pariteleri, gebelik haftası, dahili hastalık ve ilaç kullanım hikayeleri, kan basıncı, hemogram, biyokimya, kreatin kinaz MB, troponin 1 ve idrar tetkikleri incelendi.
Bulgular: İki grup arasında CK-MB düzeyleri açısından anlamlı fark yokken (p>0.05) preeklamptik gurupta troponin I değerleri anlamlı olarak yüksek saptandı (p<0.001).
Sonuç: Troponin I preeklampside oluşan minör miyokardiyal hasarı tayin etmede iyi bir parametre olabilir, ancak preeklampsi prognozunun takibi için klinik düzeyde yapılacak ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.