ISSN : 1302-7123 | E-ISSN : 1308-5123
Early Dynamic Risk Stratification Decreases Rate of Ablative and Adjuvant Radioiodine Use in ATA Low and Intermediate Risk Papillary Thyroid Cancer Patients [Med Bull Sisli Etfal Hosp]
Med Bull Sisli Etfal Hosp. 2023; 57(4): 451-457 | DOI: 10.14744/SEMB.2023.97415

Early Dynamic Risk Stratification Decreases Rate of Ablative and Adjuvant Radioiodine Use in ATA Low and Intermediate Risk Papillary Thyroid Cancer Patients

Sarp Kaya Gorur1, Serdar Ozbas2, Seyfettin Ilgan3
1Department of General Surgery, Ankara Guven Hospital, Ankara, Türkiye
2Private Practice, Ankara, Türkiye
3Department of Nuclear Medicine, Ankara Guven Hospital, Ankara, Türkiye

Objectives: In differentiated thyroid cancer (DTC), radioiodine (RAI) therapy is most frequently employed for remnant ablation or as adjuvant therapy for the remaining disease. The application of RAI to patients classified as intermediate risk (InR) is still a matter of debate. The aim of this study is to analyze the effect of early postoperative risk assessment on RAI use on papillary thyroid cancer patients who are classified as low risk (LoR) or InR.
Methods: This is a single-center, prospective registry study. One-hundred-eighty-six patients operated between January 2012 and August 2021 and categorized as LoR or InR were included in this study. All patients had total thyroidectomy and central lymph node dissection by the same endocrine surgeon. An early dynamic risk assessment (EDRA) consisting of neck ultrasonography, serum thyroglobulin (Tg) and anti-Tg levels was performed 6 weeks after surgery. Most of the patients were either followed up without RAI or received ablative low activity (30–50 mCi) RAI based on predetermined criteria.
Results: Median follow-up was 63 months. Sixty-six (61%) patients in the LoR group and 43 (56%) patients in the InR group did not receive RAI treatment. Thirty-eight (35%) and 22 (29%) patients in LoR and InR groups received ablative (30–50 mCi) RAI therapy, respectively. In LoR group 5 (4.6%) patients and in InR group 12 (16%) patients received 100 mCi or more RAI activity. Only one patient in the InR group recurred during follow-up. No statistically significant difference regarding local recurrence was found between patients who didn’t receive RAI or were treated with RAI within both LoR (p=0.152) and InR (p=0.272) groups.
Conclusion: There is consensus for LoR patients about omitting RAI therapy after surgery. Indications for RAI treatment in InR DTC are still under debate. RAI use based on EDRA seems to be a better option than decisions solely made on histopathological risk factors and decreases adjuvant high-activity RAI use without increasing recurrence risk.

Keywords: ATA risk stratification, papillary thyroid cancer, radioiodine therapy

Erken Dinamik Risk Tabakalandırması ATA Düşük ve Orta Riskli Papiller Tiroid Kanserli Hastalarda Ablatif ve Adjuvan Radyoiyot Kullanım Oranını Azaltır

Sarp Kaya Gorur1, Serdar Ozbas2, Seyfettin Ilgan3
1Ankara Güven Hastanesi, Genel Cerrahi Kliniği, Ankara
2Özel Muayenehane, Ankara
3Ankara Güven Hastanesi, Nükleer Tıp Kliniği, Ankara

Amaç: Diferansiye tiroid karsinomunda (DTC) radyoaktif iyot (RAI) genellikle remnant ablasyonu veya adjuvan tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Orta risk (InR) grubu hastalar için RAI kararı halen tartışma konusudur. Bu çalışmanın amacı, düşük riskli (LoR) veya InR olarak sınıflandırılan papiller tiroid kanseri (PTC) hastalarında erken postoperatif risk değerlendirmesinin RAI kullanımına etkisini analiz etmektir.
Gereçler ve Yöntemler: Bu, tek merkezli, prospektif bir kayıt çalışmasıdır. Ocak 2012 ile Ağustos 2021 tarihleri arasında ameliyat edilen ve LoR veya InR olarak sınıflandırılan 186 hasta bu çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalara aynı endokrin cerrah tarafından total tiroidektomi (TT) ve santral lenf nodu diseksiyonu (CLND) uygulandı. Her hastaya ameliyattan sonra altıncı haftada boyun ultrasonografisi (US), serum tiroglobulin (Tg) ve anti-tiroglobulin (Anti-Tg) düzeylerinden oluşan bir erken dinamik risk değerlendirmesi (EDRA) yapıldı. Hastaların çoğu ya RAI uygulanmadan izlendi ya da önceden belirlenmiş kriterlere göre ablatif düşük aktivite (30-50 mCi) RAI aldı.
Sonuçlar: Medyan takip süresi 63 ay idi. LoR grubundaki altmış altı (%61) hasta ve InR grubundaki 43 (%56) hasta RAI tedavisi almadı. LoR ve InR gruplarındaki sırasıyla otuz sekiz (%35) ve 22 (%29) hasta ablatif (30-50 mCi) RAI tedavisi aldılar. LoR grubunda 5 (%4.6) hasta ve InR grubunda 12 (%16) hasta 100 mCi veya daha fazla RAI aktivitesi ile tedavi edildiler. InR grubundan sadece bir hastada takip sırasında nüks gelişti. LoR (p=0,152) ve InR (p=0,272) gruplarında RAI almayan veya RAI ile tedavi edilen hastalar arasında lokal nüks açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı.
Çıkarımlar: LoR hastalarında ameliyattan sonra RAI tedavisinin verilmemesi konusunda uzlaşma vardır. InR DTC’de RAI tedavisi endikasyonları halen tartışılmaktadır. EDRA'ya dayalı RAI kullanımı, yalnızca histopatolojik risk faktörlerine göre verilen kararlardan daha iyi bir seçenek gibi görünmektedir ve nüks riskini artırmadan adjuvan yüksek aktivite RAI kullanımını azaltmaktadır. (SETB-2023-06-105)

Anahtar Kelimeler: ATA risk siniflandirmasi, papiller tiroid kanseri, radyoaktif iyot

Corresponding Author: Sarp Kaya Gorur
Manuscript Language: English
×
APA
NLM
AMA
MLA
Chicago
Copied!
CITE
LookUs & Online Makale