Objectives: In this study, the effect of multi-trauma on treatment results in flail chest patients who underwent chest wall stabilization was investigated.
Methods: The data of thirty-six flail chest cases between the ages of 18–79 who were consulted for thoracic surgery were retrospectively analyzed in the study. The presence of flail chest in the patients was confirmed by thoracic surgeons, and the multi-traumas were confirmed through the diagnoses made by specialist physicians reexamining clinical methods.
Results: It was found that 27 (75%) of flail chest cases evaluated had multi-trauma, and 3 (8.3%) of the cases had mortality in the study. It was found that the duration of the intensive care unit stay and the number of days on invasive mechanical ventilation of the cases were positively correlated with the number of surgical areas exposed to trauma (p<0.05). According to the univariate binary logistic regression analysis, it was found that the total number of rib fractures (OR = 1.44, p=0.055), the number of fixed ribs (OR = 0.76, p=0.558), the number of plates placed for fixation (OR = 0.70, p=0.368), and the number of additional trauma areas outside the thorax (OR = 6.76, p=0.076) were not statistically significant in increasing the mortality risk.
Conclusion: Considering that multi-trauma is an effective factor in the prolongation of the duration of treatment, the management of traumas with different specialties can positively affect the treatment results and reduce the risk of mortality.
Araç: Bu araştırmada göğüs duvarı stabilizasyonu yapılan yelken göğüs hastalarında multitravma varlığının tedavi sonuçlarına ve mortaliteye etkisi incelenmiştir.
Yöntem: Araştırmada gögüs cerrahisine konsülte edilen 18-79 yaş aralığındaki 36 yelken göğüs vakasının verisi geriye dönük olarak incelendi. Hastalardaki yelken göğüs varlığı göğüs cerrahi uzmanlarınca konulan, multitravmaları ise alanında uzman hekimler tarafından konulan tanılar aracılığıyla (rutin kan tahlili, direkt X-ray radyografi bulguları, ultrason sonuçları, bilgisayarlı tomografi ve MR) doğrulandı.
Bulgular: Araştırmada değerlendirilen yelken göğüs vakalarının 27’sinde (%75) mutitravma ve vakaların 3'ünde (%8,3) mortalite olduğu bulundu. Moratlite olan vakaların tamamında erkek cinsiyet, oral trakeal entübasyon ve invaziv mekanik ventilasyon ihtiyacı, pulmoner kontüzyon, hemopnönomotoraks, kafa travması ve omurilik travması olduğu bulundu. Vakaların yoğun bakımda kalma ve invasive invaziv mekanik ventilasyonda kalma sürelerinin travmaya maruz kalan cerrahi bölge sayılarıyla pozitif ilişkili olduğu (p<0,05) bulundu. Tek Değişkenli Binary Lojistik Regresyon Analizine göre toplam kaburga kırığı sayısının (OR=1,44 %95 CI: 0,99-2,09, p=0,055), fikse edilen kaburga sayısının (OR=0,76; %95 CI: 0,35-1,77, p=0,558), fiksasyon için konulan plak sayısının (OR=0,70; %95 CI: 0,32 1,52, p=0,368) ve toraks dışı ek travma sayısının (OR=6,76; %95 CI: 0,82-55,93, p=0,076) mortalite riskini artırmada istatistiksel açıdan anlamlı derecede etkili olmadığı bulundu.
Sonuç: Yelken göğüs vakalarında multitravmalar göreceli olarak mortalite riskini artırsa da bu risk artışının istatistiksel açıdan anlamlı değildir. Multitravmaların tedavi sürelerinin uzamasında etkili bir faktör olduğu düşünüldüğünde farklı uzmanlık alanlarıyla travmaların yönetilmesi mortalite riskini azaltabilir. (SETB-2021-03-066)