Objective: Many elective surgery patients have pre-operative fear and anxiety at different levels. This research is intended to determine whether or not patients’ prolonged pre-operative waiting periods in the premedication room affect their anxiety levels.
Methods: After the ethics committee consent was obtained from the hospital where the study was conducted, the STAI FORM TX Pre-test form was completed to measure the situational anxiety of the patients, using face-to-face interviews right before surgery. While the patients were being taken to the operating room, the post-test survey form and a patient introductory information form were completed. Scores on the STAI FORM TX pre-test and post-test can range between 20 and 80. High scores indicate high levels of anxiety, and low scores indicate low levels of anxiety. This study found that average anxiety scores varied between 36 and 41.
Findings: This study included 250 patients (110 female and 140 male) whose median age was 43.1±15.7. The pre-operative situational anxiety scale pre-test score average of the patients was 40.8±5.1, while their post-test score average was 40.9±4.9. There was no statistically significant difference between the anxiety level scores on the STAI FORM TX pre-test and posttest (p=0.868). When the relationship between age group and STAI FORM TX (pre-test) differences were examined, the median anxiety score of the younger age group (15–30) were found to be significantly lower (p=0.004) than that of the middle age group (46–60). The STAI FORM TX pre-test score averages of the university graduates were found to be statistically significantly lower (p=0.006) than those of the patients who were only literate. The STAI FORM TX pre-test (p=0.001) and post-test (p=0.033) anxiety scores of the single participants were found to be statistically significantly lower than those of the married participants. It was also found that STAI FORM TX pre-test score averages of the patients who responded to the question, “How did you find the premedication room?” with the answer, “Good,” were higher than that of the patients responding to it with the answer, “Boring” (p=0.005). When the patients were asked about factors that could reduce their stress, 42.4% replied “being accompanied by a relative,” 28% replied “watching tv,” and 20.8% replied “listening to music.”
Conclusion: The STAI FORM TX scores indicated that all the surgery patients experienced anxiety. However, the patients’ prolonged waiting periods in the premedication room did significantly change their anxiety levels. The higher the patients’ levels of education were, the less anxiety they experienced. This suggests that more education leads to a better understanding and interpretation of information about their disease, which positively affects the feelings of educated patients. The married patients’ levels of anxiety may have been higher than those of the single patients due to feelings of responsibility as parents. In order to reduce the patients’ anxiety, they should be accompanied by a relative or allowed to relax with TV or music broadcasts.
Amaç: Ameliyat öncesi birçok hastada farklı derecelerde korku ve endişe görülmektedir. Bu araştırmada ameliyat öncesi premedikasyon
odasında bekleyen hastalarda, bekleme süresinin uzunluğunun kaygı seviyelerine etki edip etmediğinin belirlenmesi amaçlandı.
Gereç ve Yöntemler: Araştırmanın yapıldığı hastanede etik kurul onayı alındıktan sonra, premedikasyon odasına alınan hastaların durumsal kaygılarını ölçmek amacıyla odaya alındıkları ilk dakikalarda STAI FORM TX (Durumluk kaygı ölçeği) ön test formu birebir görüşme yöntemi kullanılarak dolduruldu. Hasta ameliyat odasına alınırken ise STAI FORM TX son test anket formu ve hazırlanan Hasta bilgi formu dolduruldu. Anket değerlendirilmesi: STAI FORM TX ön test ve son testten elde edilen puanlar kuramsal olarak 20 ile 80 arasında değişir. Büyük puan yüksek kaygı seviyesini, küçük puan düşük kaygı seviyesini ifade eder. Uygulamalarda belirlenen ortalama kaygı puan seviyesi 36 ile 41 arasındaki değişmektedir.
Bulgular: Bu araştırmaya yaş ortalaması 43.1±15.7 olan toplam 250 hasta (110 kadın, 140 erkek) dahil edildi. Hastaların preoperatif dönemde bakılan durumluk kaygı ölçeği STAI FORM TX ön test puan ortalaması 40.8±5.1 iken, STAI FORM TX son test puan ortalaması 40.9±4.9 olarak saptandı. STAI FORM TX ön test formu ile son test formlarındaki kaygı düzeyleri puan ilişkisi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p=0.868). Yaş grupları ile STAI FORM TX ön test farkları arasındaki ilişki incelendiğinde, genç yaş (15-30) grubundaki kaygı skorlarının, orta yaşa (46-60) göre puan ortalamasının anlamlı (p=0.004) ve daha düşük olduğu bulgulandı. Örneklem grubundaki bireylerin STAI FORM TX ön test puan ortalamaları eğitim durumuna göre karşılaştırıldığında, üniversite mezunu hastaların kaygı skorlarının, okuryazar olan bireylerin puan ortalamalarına göre istatistiksel olarak anlamlı (p=0.006) ve daha düşük olduğu tespit edildi. Hastaların medeni durumlarına göre kaygı düzeylerininin puan ortalamaları incelendiğinde, bekar katılımcıların STAI FORM TX ön test (p=0.001) ve son test (p=0.033) kaygı skorlarının, evli bireylere göre istatistiksel olarak anlamlı ve puan ortalamasının daha düşük olduğu saptandı. Hastalara sorulan ‘‘Premedikasyon odasını nasıl buldunuz?’’sorusuna ‘‘Güzel’’ cevabı veren hastaların STAI FORM TX ön test puan ortalamalarının, ‘‘Sıkıcı’’ cevabını veren hastalara göre daha yüksek olduğu bulgulandı (p=0.005). Hastalara ameliyat sıralarını beklerken streslerini nelerin azaltabileceği sorulduğunda, hastaların %42.4’ünün, ‘‘bir yakınımın yanımda olması,’’ %28’inin ‘‘tv izlemek’’ ve %20.8’inin ‘‘müzik dinlemek’’ cevabını verdiği görüldü.
Sonuç: Ameliyat olmak için hastaneye yatan bütün hastaların STAI FORM TX ön test ve son test ortalamalarına göre kaygı ve sıkıntı yaşadığı saptandı. Ancak premedikasyon odasında bekleme süresinin uzunluğunun, hastaların kaygı seviyelerinde anlamlı bir değişim yaratmadığı bulgulandı. Hastaların eğitim seviyeleri arttıkça kaygı seviyelerinin azaldığı belirlendi. Bu durum, bireylerin eğitim seviyesi arttıkça, bireylere hastalığı ve tedavisi hakkında verilen bilgilerin anlaşılması ve doğru yorumlanmasının duyguları üzerinde olumlu sonuçlar yarattığını düşündürebilir. Evli hastalarının kaygı seviyelerinin bekar hastalara göre yüksek oluşu, bireylerin ebeveyn rolünden dolayı üzerlerinde hissettikleri sorumluluk duygusundan kaynaklı olabilir. Hastalardaki kaygının azaltılması için, hasta ameliyata alınana kadar yanlarında bir yakınlarının bulunması, tv veya müzik yayını yapılarak hastaların rahatlatılması önerilmektedir.