Aim: to evaluate clinical and labaratory findings between ABO and Rh incompatability and to compare the results of groups in terms of severe hyperbilirubinemia.
Methods: Term neonates with indirect hyperbilirubinemia due to ABO and Rh blood group incompatibilities who were hospitalized in Neonatal Intensive Care Unit between 2008 and 2010 were included and evaluated retrospectively. Among the two groups, Serum total bilirubin levels, hematocrit levels, direct coombs test results, existance of severe hyperbilirubinemia levels, phototherapy duration, IVIG usage and rates of exchange transfusion were compared.
Results: During the period, 1610 newborns were admitted to Neonatal Intensive Care Unit for two years. Of the patients, 420 (%26) were diagnosed as indirect hyperbilirubinemia. ABO and Rh incompatability were found in 123 (%29,2) and 27 (%6,4), respectively. There was similar to demographic characteristics. Severe hyperbilirubinemia was seen more often in ABO incompatibility group (p=0,04). Serum total bilirubin levels at 2nd (p=0,01) and 3rd days (p=0,001) were found to be higher in ABO incompatibility group. IVIG was used more often in Rh incompatibility group(p=0,009). Five patients; 4 of them with ABO group incompatibility and 1 with Rh group incompatibility had undergone exchange transfusion. None of the patients were diagnosed of hearing loss.
Conclusion: ABO incompatibility is an important cause of indirect hyperbilirubinemia. Close follow-up of patient with ABO incompatability in antenatal and postnatal period could decrease morbidity due to ABO incompatability.
Amaç: ABO ve Rh uygunsuzluğuna bağlı indirekt hiperbilirubineminin klinik ve laboratuar bulgularının değerlendirilmesi, ciddi hiperbilirubinemi açısından her iki grubun karşılaştırılması.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2008- Ocak 2010 tarihleri arasında ABO ve Rh uygunsuzluğuna bağlı indirekt hiperbilirubinemi tanısı ile yatırılan term bebekler, retrospektif olarak incelendi. İki grubun serum total bilirubin düzeyleri, hematokrit, direkt coombs testi, ciddi hiperbilirubinemi oranı, fototerapi süreleri, intravenöz immünglobulin kullanımı ve kan değişimi oranları karşılaştırıldı.
Bulgular: İki yıl içerisinde yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatırılan 1610 hastanın 420’sinde (%26) indirekt hiperbilirubinemi saptandı. Bunların 123’ü (%29,2) ABO uygunsuzluğu, 27’si (%6,4) Rh uygunsuzluğu idi. İki grubun demografik özellikleri benzerdi. ABO uygunsuzluğunda ciddi hiperbilirubinemi daha fazla görüldü (p: 0,04). İkinci ve üçüncü gün başvuran ABO uygunsuzluğu olan hastaların serum total bilirubin düzeyi daha yüksekti (ikinci gün P: 0,01, üçüncü gün (p: 0,001). Rh uygunsuzluğunda intravenöz immünglobulin kullanım oranı daha fazlaydı (p: 0,009). Beş hastaya kan değişimi yapıldı. Bunların 4’ü ABO uygunsuzluğu, 1’i Rh uygunsuzluğu idi. Hastaların hiçbirinde işitme kaybı görülmedi.
Sonuç: ABO uygunsuzluğu önemli bir indirekt hiperbilirubinemi nedenidir. ABO uygunsuzluğu olan hastaların antenatal ve postnatal yakın takibi ABO uygunsuzluğuna bağlı morbiditeyi azaltabilir.