Objectives: Primary hyperparathyroidism (pHPT) is a common disease, and its curative treatment is surgical. Nowadays, preoperative localization studies have become standard before surgical treatment, and the first stage imaging methods are ultrasonography and/or scintigraphy. With the contribution of these studies to the localization of the pathological gland, focused surgery has become the first standard of choice. In this study, we aimed to evaluate the efficacy of ultrasonography and scintigraphy in the preoperative localization of the pathologic gland or glands in patients who underwent surgical treatment and cure for pHPT.
Methods: In this study; the data of the biochemically diagnosed pHPT patients, who had Tc 99m-MIBI scintigraphy and/or ultrasonography for localisation preoperatively, were evaluated retrospectively. The lesion, which was positive in USG or scintigraphy for localization, was evaluated according to the neck side or neck quadrant, and the results were compared with intraoperative localization findings. The effectiveness of both methods and combinations was evaluated with the localization rates, sensitivity and positive predictive values (PPV). The three methods were compared with the Youden index (J).
Results: The mean age of 380 patients included in this study was 54.8±12.8 years (20-83). Three hundred eight of them were female, and 72 were male. Scintigraphy was performed in 339 patients, USG was performed in 344 patients, and both USG and scintigraphy were performed in 306 patients. One hundred twenty patients (32%) underwent bilateral neck exploration (BNE), and 260 patients (68.4%) underwent minimally invasive parathyroidectomy (MIP) (unilateral exploration or focused surgery). Single adenoma was detected in 358 (94%), double adenoma in 10 (3%) and hyperplasia in 12 (3%) patients.
Localization rates of USG, scintigraphy, USG and scintigraphy combinations were 53%, 74%, 75%; their sensitivity was 56%, 85%, 89%; PPDs were 90%, 86%, 83%. The efficiency of scintigraphy is higher than USG (J: 0.743 vs 0.527). The contribution of scintigraphy to USG in combination with USG was limited (J: 0.743 vs 0.754).
The localization rates of USG, scintigraphy, USG and scintigraphy combinations were 46%, 64%, 66%; their sensitivity was 51%, 83%, 88%; PPDs were 79%, 74%, 73%. The efficiency of scintigraphy is higher than that of USG (J: 0.64 vs 0.427). The contribution of scintigraphy to USG in combination with USG was limited (J: 0.64 vs 0.66).
Conclusion: In patients with pHPT, scintigraphy is a more effective method for USG as the first step preoperative imaging and should be preferred as the first method if there is no contraindication. A combination of scintigraphy with USG may contribute minimally to the efficacy of scintigraphy. It may be advantageous for early detection of the pathologic gland in patients with incompatible two imaging and initiating surgery on the positive side of the first scintigraphy. Scintigraphy and USG methods may allow successful MRP surgery in the majority of patients with pHPT.
AMAÇ: Primer hiperparatiroidi (pHPT) sık görülen bir hastalık olup, küratif tedavisi cerrahidir. Günümüzde cerrahi tedavi öncesi preoperatif lokalizasyon çalışmaları standart hale gelmiş olup, ilk aşama görüntüleme yöntemleri ultrasonografi ve/veya sintigrafidir. Bu çalışmaların patolojik bezin lokalizasyonuna katkısı ile odaklanmış cerrahi ilk tercih edilen standart tedavi haline gelmiştir. Bu çalışmada pHPT nedeni ile cerrahi tedavi uygulanan ve kür sağlanan hastalarda ultrasonografi ve sintigrafinin patolojik bezin veya bezlerin preoperatif lokalize edilmesindeki etkinliklerini değerlendirmeyi amaçladık.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Bu çalışmada preoperatif biyokimyasal olarak pHPT tanısı konulan, Tc99m-MIBI sintigrafi ve/veya ultrasonografi (USG) yöntemlerinden en az biri ile görüntüleme yapılan ve cerrahi kür sağlanan hastaların verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Lokalizasyon açısından USG veya sintigrafide pozitif olan lezyon, bulunduğu boyun tarafı veya boyun kadranına göre değerlendirildi ve sonuçlar intraoperatif lokalizasyon bulguları ile karşılaştırıldı. Her iki yöntemin ve kombinasyonlarının etkinlikleri; lokalizasyon oranları, sensitivite ve pozitif prediktif değerleri (PPD) ile değerlendirildi. 3 yöntem Youden indeksi (J) ile kıyaslandı.
BULGULAR: Çalışmaya alınan 380 hastanın yaş ortalaması 54,8+12,8 yıl (20-83) olup, 308’I kadın, 72’si erkekti. Hastaların 339’una sintigrafi, 344’üne USG, 306’sına ise hem USG hem de sintigrafi yapılmıştı. Yüz yirmi hastaya (%32) bilateral boyun eksplorasyonu (BBE), 260 hastaya (%68,4) minimal invaziv paratiroidektomi (MİP) (tek taraflı eksplorasyon veya odaklanmış cerrahi) uygulandı. Hastaların 358’inde (%94) tek adenom, 10’unda (%3) çift adenom, 12’sinde hiperplazi (%3) saptandı.
Boyun tarafına göre USG, sintigrafi, USG ve sintigrafi kombinasyonunun sırası ile lokalizasyon oranları %53, %74, %75; sensitiviteleri %56, %85, %89; PPD’leri %90, %86, %83 idi. Boyun tarafına göre sintigrafinin etkinliği USG’ye göre daha yüksektir (J: 0,743 vs 0,527). Sintigrafinin etkinliğine USG ile kombinasyonunun katkısı sınırlı idi (J: 0,743 vs 0,754).
Boyun kadranına göre USG, sintigrafi, USG ve sintigrafi kombinasyonunun sırası ile lokalizasyon oranları %46, %64, %66; sensitiviteleri %51, %83, %88; PPD’leri %79, %74, %73 idi. Boyun kadranına göre sintigrafinin etkinliği USG’ye göre daha yüksektir (J: 0,64 vs 0,427). Sintigrafinin etkinliğine USG ile kombinasyonunun katkısı sınırlı idi (J: 0,64 vs 0,66).
SONUÇ: pHPT’li hastalarda ilk aşama preoperatif görüntüleme olarak sintigrafi USG’ye daha etkin bir yöntem olduğundan kontrendikasyon yoksa ilk yöntem olarak tercih edilmelidir. Sintigrafinin USG ile kombinasyonu sintigrafinin etkinliğine minimal düzeyde katkı sağlayabilir. İki görüntülemenin uyumsuz olduğu ve BBE uygulanacak olan hastalarda cerrahiye ilk sintigrafinin pozitif olduğu taraftan başlanması patolojik bezi erken saptamada avantaj sağlayabilir. Sintigrafi ve USG yöntemleri pHPT’li hastaların büyük bölümünde başarılı MİP cerrahi uygulanmasına olanak sağlayabilir.