Objective: Atherosclerosis at the carotid bifurcation is likely the major cause of ischemic stroke. Besides degree of stenosis, plaque characteristics are suggested to play a potentially important role as risk factors for stroke. The main aim of this study was to evaluate, morphological features such as intraplaque hemorrhage (IPH ), fibrous cap of the plaque with MRI.
Methods: A total of 23 patients with large artery atherosclerotic ischemic stroke were enrolled in this study. All underwent MRI assessment of the carotid arteries for intraplaque hemorrhage and fibrous cap rüpture. We compared plaque morphology with degree of stenosis.
Results: Mean± SD age of the patients was 60.7± 6.9 and 8 of 23 were female. Of the 11 symptomatic carotid arteries included, 5 had IPH and 5 had fibrous cap rupture. Non of the asymptomatic arteries had these pathologies. The relationship between degree of stenosis, IPH and fibrous cap rupture were not statistically significant (p= 0.63 and 0.25).
Conclusion: Besides the degree of stenosis, plaque characteristics are suggested to play a potentially important role as risk factors for stroke. MRI is well suited for evaluating carotid plaques; it is widely available, noninvasive, provides excellent soft tissue contrast, multiplanar imaging capability. In our study, we didn’t find a statistically significant relationship between degree of stenosis and plaque morphology but evaluation of patients with MRI provided additional information. More studies with larger patient groups are needed.
Amaç: Karotis bifurkasyonundaki aterosleroz iskemik strok için major risk faktörüdür. İnme riski hem luminal stenoz derecesi hem de karotis plak yapısının değerlendirilmesi ile belirlenebilir.Bu çalışmada, karotis darlığının bulunduğu lokalizasyondaki plaklarda, intraplak hemoraji, fibröz başlığın durumu ve darlık derecesi ile plak özelliklerinin ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışmamıza ilk kez inme geçiren ve geniş arter aterosklerozuna bağlı inme tanısı alan 23 hasta dahil edildi. Hastalar karotid arterdeki darlık derecesi ve plak morfolojisine göre sınıflandırıldı. Plaklar intraplak hemorajinin olup olmamasına ve yine fibröz başlığın sağlam ve rüptüre olmasına göre gruplandırıldı. Plak morfolojisi ve darlık derecesi karşılaştırıldı.
Bulgular: Çalışmaya yaş ortalaması 60.7± 6.9 olan 8’i kadın toplam 23 hasta alındı. Onbir semptomatik damarın 5’inde fibröz bant rüptürü ve 5’inde intraplak hemoraji görüldü. Asemptomatik damarların hiçbirinde bu patolojiler saptanmadı. Hastaların darlık dereceleri ile intraplak hemoraji ve fibröz başlık rüptürü arasında anlamlı ilişki bulunmadı (sırası ile p=0,63 ve 0,25).
Sonuç: İnme riskini belirlemede ve tedavi seçiminde luminal stenoz derecesi kadar karotis plak yapısının değerlendirilmesi de giderek önem kazanmaktadır. Magnetik rezonans görüntüleme (MRG), mükemmel doku kontrast özelliği ve uzaysal çözünürlüğü nedeni ile plak morfolojisini belirlemede non-invazif ve güvenilir bir tetkiktir. Çalışmamızda stenoz derecesi ile plak morfolojisi arasında ilişki saptanmamıştır. Ancak plak yapısını MRG ile değerlendirilmesi ek bilgi sağlamıştır. Daha büyük hasta grupları ile yapılacak çalışmalara gereksinim vardır.