Objective: There is still no clear relationship between the presence of Graves' disease (GD) and the development of papillary thyroid carcinoma. The aim of this study was to compare the clinicopathologic features of patients diagnosed with papillary thyroid carcinoma (PTC) with thyroid nodules and GD and patients with PTC with thyroid nodules but without autoimmune thyroid disease.
Methods: The study designed as retrospective manner and included a cohort of 239 patients with PTC who underwent total thyroidectomy. Age at diagnosis, disease stage, PTC subtypes, tumor size, radioactive iodine use, nodule ultrasonographic features, and risk of PTC recurrence were compared between patients with and without GD.
Results: Of 239 patients, 99 (41%) had GD, while 140 patients (without autoimmune thyroid disease) had only PTC. The tumor diameter was significantly smaller in the group with PTC + GD (1.45 ± 1.28 cm vs 1.81 ± 1.34 cm, p < 0.05). Significantly lower multifocal involvement rates were observed in the PTC + GD group compared to PTC only group (p < 0.05). The prevalence of the classic papillary thyroid carcinoma subtype was higher in patients without autoimmune thyroid disease (39% vs. 25.7%, p<0.05). Ultrasonographic features of nodules with GD and PTC do not have different characteristics from those of nodules with PTC without GD.
Conclusion: The risk of structural recurrence at the time of diagnosis appears to be similar when PTC is accompanied by GD as compared to PTC alone. Furthermore, the presence of smaller tumor sizes and less multifocality in GD-PTC coexistence may indicate a better prognosis.
Amaç: Graves hastalığı (GH) varlığı ile papiller tiroid kanseri (PTK) gelişimi arasında hala net bir ilişki saptanamamıştır. Bu çalışmanın amacı tiroid nodülü ve GH olup PTK tanısı alan hastalar ile tiroid nodülü olan fakat otoimmün tiroid hastalığı olmayan PTK tanılı hastaların klinik ve patolojik özelliklerini karşılaştırmaktır.
Yöntem: Çalışma retrospektif olarak tasarlanmıştır ve total tiroidektomi geçiren ve PTK olduğu tespit edilen 239 hastadan oluşan bir kohortu içermektedir. Tanı yaşı, hastalık evresi, PTK alt tipleri, tümör boyutu, radyoaktif iyot kullanımı, nodül ultrasonografik özellikleri ve PTK nüks riski GH olan ve olmayan hastalar karşılaştırıldı.
Bulgular: 239 hastanın 99'unda (%41) GH mevcutken, 140 hastada (otoimmün tiroid hastalığı olmayan) sadece papiller tiroid karsinomu vardı. Papiller tiroid karsinomu ve Graves hastalığı olan grupta tümör çapı anlamlı olarak daha küçüktü (1,45 ± 1,28 cm vs 1,81 ± 1,34 cm, p <0,05). Graves hastalığı ve papiller tiroid karsinomu tanısı alan gruplarda, papiller tiroid karsinomu tanısı alan gruba kıyasla anlamlı derecede daha düşük multifokal tutulum oranları gözlendi (p <0,05). Otoimmün tiroid hastalığı olmayan hastalarda klasik papiller tiroid karsinomu alt tipi prevalansı daha yüksekti (%39'a karşı %25,7, p<0,05). GH ve PTK içeren nodüllerin ultrasonografik özellikleri, GH içermeyen PTK’lı nodüllerden farklı değildi.
Sonuç: Tanı anında yapısal nüks riski, PTK'ya GH eşlik ettiğinde tek başına PTK varlığı ile benzer görünmektedir. Ayrıca, GH-PTK birlikteliğinde daha küçük tümör boyutlarının ve daha az multifokalitenin varlığı olumlu bir prognozun habercisi olabilir. (SETB-2024-02-031)