Objectives: The prognostic significance of SYNTAX Score II (SS-II) is well-known in patients with chronic coronary syndromes. However, its predictive ability for mortality in ST-segment elevation myocardial infarction (STEMI) patients undergoing primary percutaneous coronary intervention (p-PCI) remains unclear. Therefore, we aimed to investigate the prognostic accuracy of SS-II in STEMI patients who underwent p-PCI.
Methods: A total of 743 STEMI patients treated with p-PCI were retrospectively analyzed. Study population was divided into three groups according to SS-II and defined as SS-IILOW ≤22.5 (n=245), 22.5 <SS-II MID ≤31 (n=243) and SS-II HIGH >31 (n=255). In-hospital and long-term mortality at long-term follow-up were defined as clinical endpoints of the study.
Results: The incidence of in-hospital (15% vs. 0.4% vs. 0.8%, p<0.001) and all-cause mortality (32.2% vs. 6.6% vs. 2.9%, p<0.001) were significantly higher in SS-IIHIGH group compared with the other two groups. In addition, Kaplan–Meier analysis showed statistically significantly increased incidence of death in SS-II > 31 group (P [log-rank] <0.001). SS-II >31 was defined as an independent predictor of all-cause mortality (hazard ratio 5.22 95% confidence interval 2.11–12.87 p<0.001). Area under the curve values derived from ROC analysis to evaluate the predictive accuracy of SS-II, anatomical and clinical SS, modified ACEF score, and Global Registry of Acute Coronary Events risk scores for all-cause mortality were 0.82, 0.71, 0.81, 0.82, and 0.82, respectively (p<0.001).
Conclusion: SS-II has an increased predictive ability for in-hospital and long-term mortality in STEMI patients undergoing p-PCI.
Amaç: SYNTAX II skoru’nun (SS-II) prognostik önemi kronik koroner sendromlu hastalarda iyi bilinmektedir. Bununla birlikte, primer perkütan koroner girişim (PKG) uygulanan ST-segment yükselmeli miyokard enfarktüsü (STYMI) hastalarında mortaliteyi öngörme yeteneği belirsizliğini koruyor. Bu nedenle, primer PKG uygulanan STYMI hastalarında SS-II'nin prognostik doğruluğunu araştırmayı amaçladık.
Yöntemler: Primer PKG ile tedavi edilen 743 STYME hastası geriye dönük olarak analiz edildi. Çalışma popülasyonu SS-II'ye göre üç gruba ayrıldı ve SS-IIDÜŞÜK ≤ 22,5 (n = 245), 22,5 < SS-IIORTA ≤ 31 (n = 243) ve SS-IIYÜKSEK > 31 (n = 255) olarak tanımlandı. Hastane içi ve uzun süreli mortalite, çalışmanın klinik sonlanım noktaları olarak tanımlandı.
Bulgular: Hastane içi mortalite (%15 - %0,4 - %0,8, p<0,001) ve takip sırasında tüm nedenlere bağlı ölüm (%32,2 - %6,6 - 2, %9, p<0,001) SS-IIYÜKSEK grubunda, diğer iki grupla karşılaştırıldığında anlamlı olarak daha yüksekti. Ayrıca Kaplan-Meier analizi, SS-II > 31 grubunun önemli ölçüde daha yüksek ölüm insidansına sahip olduğunu gösterdi (p [log-rank] < 0.001). SS-II > 31, tüm nedenlere bağlı mortalitenin bağımsız bir öngördürücüsü olarak tanımlandı (Hazard oranı 5,22 %95 güven aralığı 2,11–12,87 p<0,001). Tüm nedenlere bağlı ölüm için SS-II, anatomik ve lojistik klinik SS, modifiye Yaş-Kreatinin-Ejeksiyon Fraksiyonu (ACEF) skoru ve GRACE skorlarının ROC analizinden elde edilen eğri altında kalan alan değerleri sırasıyla 0.82, 0.71, 0.81, 0.82 ve 0.82 idi. (tümü için p < 0,001)
Sonuç: SS-II’nin, p-PKG uygulanan STYME hastalarında hastane içi ve uzun dönem mortalite için artan bir tahmin yeteneğine sahiptir. (SETB-2021-11-322)