Objectives: To compare the efficacy of 18F-fluorodeoxyglucose positron emission tomography (18F-FDG PET/CT) and magnetic resonance imaging (MRI) in the detection of liver metastases originating from the gastrointestinal system (GIS) and the pancreaticobiliary (PB) system.
Methods: This retrospective study included 42 patients with primary GIS (stomach or colorectal) or PB system malignancies that metastasized to the liver, histopathologically confirmed diagnoses, and MRI and 18F-FDG PET/CT images. The MRI and 18F-FDG PET/CT images were analyzed. Student's t-test was used to compare the two modalities in terms of determining the number of metastases, and Cohen's kappa test was conducted to determine the agreement between the modalities.
Results: Twenty-eight (66.7%) of the patients included in this study were male, and the mean age was 60.67±9.4 years. Colon (n=25; 59.5%) and pancreatic (n=7; 16.6%) adenocarcinomas were the most common primary tumors that had metastasized to the liver. MRI detected more metastases in 12 (28.5%) patients, less in seven (16.6%), and an equal number of metastases in 23 (54.7%). No statistically significant difference was observed between the number of metastases detected by MRI and 18F-FDG PET/CT (7.55±7.96 and 6.36±7.28, respectively; p=0.11). There was a moderate agreement between the two modalities (kappa value=0.423). Most of the metastases detected on MRI but not seen on 18F-FDG PET/CT (n=10, 23.8%) were lesions smaller than 10 mm. For the eight (19%) patients with lymph node metastases, the number of metastatic lymph nodes detected by MRI and 18F-FDG PET/CT was similar (12 and 14, respectively, p>0.05).
Conclusion: MRI can detect small lesions at an early stage, and 18F-FDG PET/CT shows the metabolic activity of lesions; therefore, the combined use of the two modalities can potentially offer a beneficial outcome for patients.
Amaç: Gastrointestinal sistem (GİS) ve pankreatiko-bilyer (PB) sistem kaynaklı karaciğer metastazlarının tespitinde 18F-fluorodeoxyglucose pozitron emisyon tomografi (18F-FDG PET/BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG)’nin etkinliğinin karşılaştırılmasıdır.
Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif çalışmaya primer GİS (mide veya kolorektal) veya PB sistem malignitesi olup karaciğere metastaz yapmış, histopatolojik olarak tanısı doğrulanmış, MRG ve 18F-FDG PET/BT’si bulunan 42 hasta dahil edildi. MRG ve 18F-FDG PET/BT görüntüleri prospektif olarak analiz edildi. Metastaz sayılarının tespitinde iki modaliteyi karşılaştırmak için Student's t-testi ve modaliteler arası uyumu belirlemek için Cohen’s kappa testi kullanıldı.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların 28 (%66.7)’i erkek olup, yaş ortalaması 60.67±9.4 yıl idi. Kolon (n=25; %59.5) ve pankreas (n=7; %16.6) adenokarsinomu metastaz yapan en sık primer tümörlerdi. MRG ile 12 (%28.5) hastada daha fazla sayıda, 7 (%16.6) hastada daha az sayıda ve 23 (%54.7) hastada ise eşit sayıda metastaz tespit edildi. MRG ve 18F-FDG PET/BT ile tespit edilen metastaz sayısı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (sırasıyla; 7.55 ± 7.96 ve 6.36 ± 7.28; p = 0.11). İki modalite arasında orta derece uyum mevcuttu (kappa değeri = 0.423). MRG’de tespit edilip 18F-FDG PET/BT’de görülmeyen metastazların büyük kısmı (n=10, %23,8) 10 mm’den küçük lezyonlardı. Lenf nodu metastazı olan 8 (%19) hastada MRG ve 18F-FDG PET/BT’nin lenf nodu saptama sayıları benzerdi (sırasıyla, 12’ye 14 adet, p> 0.05).
Sonuç: MRG’nin lezyonları küçük boyutlarda erken aşamada tespit etmesi ve 18F-FDG PET/BT’nin lezyonların metabolik aktivitesini göstermesi nedeniyle her iki modalitenin kombine kullanılması hastalara daha fazla fayda sağlayacaktır. (SETB-2020-11-234)