Haemostatic parameters in hypertensive patients and relationship with target organ damage
N. Deniz Esin1, Aslan Çelebi1, Vildan Ercan3, Deniz Koç1, Elmas Biberci2, İsmail Ekizoğlu1, Yüksel Altuntaş21Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2. İç Hastalıkları Kliniği2Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2. İç Hastalıkları Kliniği, İstanbul
3Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 1. İç Hastalıkları Kliniği, İstanbul
Objectives: We investigated the relationship between target organ damage (TOD) and haemostatic parameters in hypertensive patients.
Methods and Materials: Fifty-five hypertensive patients and 25 healthy subjects. Were enrolled in this study after 8-10 hours of fasting haemostatic parameters; fibrinogen, fibrin D-dimer, protrombin time (PT), partial thromboplastin time (PIT), platelets, and lipid parameters (total cholesterol, HDL-cholesterol, LDL- cholesterol, triglycerides) have been studied in blood sample. To determine target organ damage, hypertensive nephropathy, hypertensive retinopathy and left ventricle hypertrophy were evaluated.
Results: In hypertensive group HDL-cholesterol levels were lower (p<0.001) and LDL-cholesterol (p<0.001) and triglyceride levels (p<0.001) were higher than healty subjects. In hypertensive group, the levels of serum fibrinogen and D-dimer were higher (p <0.001) than that of healty subjects. No signi¬ficant differences have been found in terms of platelets and PT when hypertensive patients and control groups were compared. It has been found that there is significant relationship between ha¬emostatic parameters and TOD in hypertensive patients (p<0.05). Serum fibrinogen and D-dimer levels were higher (p<0.()01) in hypertensive patients with TOD.
Conclusions: As fibrinogen and D-dimer levels were found hig¬her in hypertensive patients than healty subjects, it is considered that hypertension is related with haemostatic disorders. High le¬vels of fibrinogen and D-dimer are related with TOD.
Hipertansif olgularda hemostatik parametreler ve hedef organ hasarı ile ilişkisi
N. Deniz Esin1, Aslan Çelebi1, Vildan Ercan3, Deniz Koç1, Elmas Biberci2, İsmail Ekizoğlu1, Yüksel Altuntaş21Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2. İç Hastalıkları Kliniği2Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2. İç Hastalıkları Kliniği, İstanbul
3Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 1. İç Hastalıkları Kliniği, İstanbul
Amaç: Hipertansif olgularda Hedef Organ Hasarı (HOH) ile hemostatik parametreler arasındaki ilişkiyi araştırdık.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 55 hipertansif olgu ile 25 sağlıklı normotansif olgu alındı. Olgularda 8-10 saatlik açlık sonrası karıda hemostatik parametreler; fibrinojen, D-dimer, protrombin zamanı (PTZ), aktive edilmiş parsiyel tromhin zamanı (aPTT), tromhosit sayısı ve tipid parametreleri (total kolesterol, HDL-kolesterol, LDL-kolesterol ve trigUserid) bakıldı. HOH olarak hipertansif nefropati, hipertansif retinopati ve sol ventrikül hipertrofisi (SVH) değerlendirildi.
Bulgular: Hipertansif olgularda kontrol grubuna göre HDL-kolesterol seviyeleri diişiik (p<0.001), LDL-kolesterol (p<0.001) ve Irigliserid (TG) seviyeleri (p<().()()l) yüksek saptandı. Hipertansif olgularda serum a PTT, fibrinojen ve D-dimer düzeyleri kontrol gruplara göre anlamlı olarak yüksek (p<0.001) saptanırken, tromhosit sayısı ve PTZ açısından anlamlı farklılık saptanmadı. Hipertansif olgularda fibrinojen ve D-dimer seviyeleri retinopati, nefropati ve SVH olan olgularda olmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0,05).
Sonuçlar: Hipertansif olgularda a PTT, fibrinojen ve D-dimer se¬viyelerinin yüksek bulunması hipertansiyonun hemostaz bozukluğuna sebep olduğunu göstermektedir. Yüksek fibrinojen ve D-dimer seviyeleri HTda HOH ile ilişkilidir.
Manuscript Language: Turkish