Objectives: Transient Ischemic Attack (TIA) is due to a temporary lack of adequate blood and oxygen to the brain. TIAs typically last less than 24 hours. 10-15% of ischemic stroke patients have a history of TIA. 18% of them experience an ischemic stroke within 90 days, and the ABCD2 scoring system is used to estimate the risk. Our study aims to investigate the risk factors, the etiology, the lesion occurrence on MRI and the near-term risk of stroke of patients on whom TIA was diagnosed.
Methods: In this study, 124 patients were included between January 2012 and January 2018. Sixty-eight of the 124 patients were male. The history of patients was questioned; systemic and neurological examinations were made. The stroke risk factors and TIA duration were noted and ABCD2 scores were calculated. All the patients’ blood samples, including glucose and lipid profile, were studied. They received CT, DWI MRI, electrocardiography, transthoracic echocardiography, ultrasound and/or MR angiography of the cervical arteries.
Results: One hundred twenty-four patients were included in this study, and 56 patients were female. The mean age was 63.04±16.77. Hypertension was the most common risk factor (50.8%). Twenty-seven patients were on antithrombotic; six patients were on anticoagulant therapy, while 91 patients were not receiving any antiaggregan therapy. ABCD2 scores were significantly higher on the antithrombotic therapy group (p=0.019). In 52 patients ABCD2 score was below 4, and in 72 patients, the score was greater than 4. In 67.7% of patients, no etiology was found. An ischemic lesion was detected in 16.9% of the patients. 58 % of the patients were discharged on anticoagulant therapy. Five patients developed ischemic stroke.
Conclusion: The risk factors of ischemic stroke and TIAs are similar factors. The etiology of TIAs cannot be found out in most of the patients. Thus, the patients are discharged with oral anticoagulant treatment.
Amaç: Geçici iskemik atak (GİA); akut, fokal serebral veya monooküler disfonksiyona ait kısa süreli semptomlarla karakterize olan genel olarak 24 saatten kısa süren epizodlardır.İskemik inme geçiren hastaların % 10-15’nin öyküsünde GİA vardır (3-6). Bu hastaların % 18’i ilk 3 ay içinde inme geçirirken ABCD2 skorlaması ile hastalardaki yakın dönem inme riski belirlenebilmektedir. Çalışmamızın amacı GİA hastalarında risk faktörlerini ortaya koymak, etyolojiyi ve lezyon varlığını belirlemek, hastaların 90 günlük takipleri boyunca gelişmiş inme oranını saptamaktır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Ocak 2012- Ocak 2018 tarihleri arasında, yaşları 29-93 arasında değişen 68’i (%54.8) erkek toplam 124 GİA hastası alındı. Hastaların anamnezleri alınarak, nörolojik ve sistemik muayeneleri yapıldı. Hastaların GİA süresi, risk faktörleri kaydedildi, ABCD2 skorları hesaplandı. Tüm hastaların açlık kan glukoz düzeyi, lipid değerlerine bakıldı. BBT ve DWI Beyin MR çekildi. Tüm hastalara Elektrokardiyografi, transtorasik Ekokardiyografi, karotis ve vertebral arter dopler ultrasonografi ve/veya MR anjiografi çekildi.
Bulgular: Çalışmaya 56’sı kadın toplam 124 hasta alındı, hastaların yaş ortalaması 63.04 ±16.77 ‘di. Hipertansiyon en fazla görülen risk faktörüydü (% 50.8). 91 hasta (%73.4) herhangi bir antiagregan tedavi almazken, 27 hasta antitrombotik tedavi, 6’sı antikoagülan tedavi almaktaydı. Antitrombotik tedavi alanların ABCD2 skorları anlamlı olarak yüksek tespit edildi (p=0,019). 52 hastanın ABCD2 skoru 4’ün altında, 72 hastanın ≥4 bulundu. % 67.7 hastada etyoloji belirlenemedi. Hastaların % 16.9’unda akut iskemik lezyon tespit edildi. Hastaların % 58’i oral antikoagülan tedavi ile taburcu edildi. 5 hastanın tekrarlayan iskemik inme geçirdiği gözlendi.
Sonuçlar: GİA ta iskemik inme ile benzer risk faktörleri mevcuttur, çoğu hastada etyoloji belirlenememekte hastalar en sık oral antikoagülan tedavi ile taburcu olmaktadır. (SETB-2018-02-027)