ISSN : 1302-7123 | E-ISSN : 1308-5123
Şişli Etfal Hastanesi Tıp Bülteni
Dermoskopi polikliniği hastalarının retrospektif olarak değerlendirmesi [Med Bull Sisli Etfal Hosp]
Med Bull Sisli Etfal Hosp. 2010; 44(1): 17-21

Dermoskopi polikliniği hastalarının retrospektif olarak değerlendirmesi

Bilge Ateş, Ilknur Kıvanç Altınay, Adem Köşlü
Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniği, İstanbul-Türkiye

Amaç: Melanositik pigmente deri lezyonlarının birbirinden ayrımı, planlanacak tedavi yaklaşımı açısından önemlidir. Dermoskopi özellikle melanositik deri lezyonlarının non-melanositik deri lezyonlarından ayırt edilmesinde ve malign gelişimin erken evrelerini haber vermede yararlı bir yöntemdir. Son yıllarda non-melanositik deri lezyonlarının ve tümörlerinin tanısında da dermoskopik tanı yardımcı bir yöntem olarak kullanılmaya başlanmış, dermoskopi uygulamalarının işlerliği ve yaygınlığı artmıştır. Non-invaziv olan bu yöntem sayesinde nevüslerin malignleşme sürecindeki ilk değişimleri fark edilerek erken tanı sağlanabilirken riskli lezyon sınıfındaki nevüslerin de gereksiz cerrahi eksizyonu yapılmadan izlemi mümkün olmaktadır. Bu çalışmada kliniğimiz dermoskopi polikliniğine dokuz yıl boyunca başvuran hastaların lezyonlarının sosyodemografik, klinik ve histopatolojik tanı yönünden irdelenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Kliniğimiz dermoskopi polikliniğine başvuran 810 hastanın yaş ve cinsiyetleri ile bu hastalardaki toplam 1967 adet lezyonun dermoskopik tanıları kaydedildi. Lezyonlar tanılarına göre melanom, nevus ve non-melanositik lezyonlar olmak üzere üç ana grupta; yerleşim yerleri ise baş-boyun, gövde, alt-üst ekstremite ile tırnak olmak üzere beş grupta değerlendirildi. Lezyonların dermoskopik tanıları yanı sıra, cerrahi eksizyon ve patolojik tetkik yapılanlarda dermoskopik ve patolojik tanılar eşleştirildi.
Bulgular: 531’si kadın (yaş aralığı 1-89 ort yaş 41.7), 279’ü erkek(yaş aralığı 1-93 ort yaş 43.3) olmak üzere toplam 810 hastanın 1967 lezyonu dermoskopik olarak incelendi. Lezyonlar en sık gövde (881 %44.8) yerleşimliydi. Dermoskopik tanılar arasında en sık dermal nevus (503 %25.5), konjenital melanositik nevus (268 %13.6), jonksiyonel nevus (263 %10.3) mevcuttu. Eksizyon yapılan ve histopatolojik sonuca ulaşılan 55 lezyon vardı. Dermoskopik olarak 55 lezyonun 33 (%60)’ü histopatolojik tanıyla aynı tanıyı aldı. Lezyonların 82 (%4.1)’i malign, 189 (%9.6)’u premalign, 1686 (%85.7)’sı bening karakterdeydi. Malign Melanom(MM) 24 (%1.2) oranda saptandı. 181 (%9.2) displastik nevüs saptandı, bunların sadece 19 tanesi MM kuşkusuyla eksize edildi, diğerlerinin kontrolü aralıklı dermoskopik değerlendirme ile sağlandı.
Sonuç: Dermoskopi uygulamaları iyi organize edilmesi halinde eğitimli personel ve yeterli teknik donanımla melanositik ve non-melanositik lezyonların tesbitinde ve tedavisinde non-invaziv olarak geçerli ve güvenilir bir yöntemdir.

Anahtar Kelimeler: Dermoskopi, malign melanom, nevüs

A retrospective evaluation of dermoscopy outpatients

Bilge Ateş, Ilknur Kıvanç Altınay, Adem Köşlü
Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniği, İstanbul-Türkiye

Objective: Differential diagnosis of melanocytic skin lesions and early detection of malignant changes in nevi are important in determining the treatment modality. Dermoscopy is an useful technique in both establishing early changes. of malignant and in distinguishing melanocytic pigmented skin lesions from non-melanocytic pigmented skin lesions Therefore, two benefits of this method are early diagnosis in malignant nevi and to eliminate needless surgical interventions in the follow up of common nevi. Our objective was to evaluate the data of the patients who had admitted our dermoscopy outpatient clinic for nine years and to document the results.regarding sociodemoghrafic, clinical and histopathological characteristics.
Method: Sociodemographic features of a total 810 dermoscopy outpatients and the dermoscopic results of 1967 lesions were recorded in digitalized media. Lesions were categorized in three groups (melanoma, nevus and non-melanocytic lesions) according to diagnosis and in five groups (head-neck, trunk, upper-lower extremities and nail) according to localization. Dermoscopic diagnosis and histopathologic results were evaluated.
Results: Total 810 patients, 531 women (age range 1-85 and mean age 41.7), 279 men (age range 1-93 and mean age 43.3) and dermoscopic diagnosis of 1967 lesions were evaluated. Trunk was the most common site of localization (881 patients, 44.8%). The most common dermoscopic diagnoses were dermal nevus (503 patients, %25.5), congenital melanocytic nevus (268 patients %13.6) and junctional nevus (263 patients %13.3). Histopathological results of 55 patients’ excision materials were reached. The dermoscopic diagnoses of 33 (%60) lesions out of a total 55 lesions were concordant with their histopathologic diagnoses
Conclusion: Digital dermoscopy offers advantages as a reliable and acceptable method for daily routine in the diagnosis and therapy of melanocytic and non-melanocytic lesions in the existence of educated staff and adequate technical equipment.

Keywords: Dermoscopy, malignant melanoma, nevus

Bilge Ateş, Ilknur Kıvanç Altınay, Adem Köşlü. A retrospective evaluation of dermoscopy outpatients. Med Bull Sisli Etfal Hosp. 2010; 44(1): 17-21

Sorumlu Yazar: Bilge Ateş, Türkiye
Makale Dili: Türkçe
LookUs & Online Makale