ISSN : 1302-7123 | E-ISSN : 1308-5123
Şişli Etfal Tıp Bülteni - Med Bull Sisli Etfal Hosp: 32 (4)
Cilt: 32  Sayı: 4 - 1998
OLGU SUNUMU
1.
Parotis Bezinin Primer Lenfoması, Olgu Sunumu
Primary lymphoma of the parotid gland, Report of one case
Uğur Çınar, Arif Ersoy, Berna Uslu, Ertuğrul Yavuz, Ümit Ince, Aras Şenvar
Sayfalar 87 - 89
Altmışbeş yaşında bayan hasta, 23.1.97 tarihinde sağ kulağının ön ve altında hızla büyüyen kitle nedeniyle kliniğimi­ze başvurmuştur. Hastaya 27.1.97 tarihinde sağ süperfisyal parotidektomi yapıldı. Kitlenin yapılan immunhisto-kimyasal incelemesinde malign lenfoma tanısı konulmuş­tur. Hasta daha sonra yapılan tetkikler sonucunda evre I olarak kabul edilip radyoterapi almak üzere onkoloji kliniğine sevk edildi.
Primer lenfomanın en nadir görüldüğü bölgelerden biri tükrük bezidir. Kliniğimizde süperfisyal parotidektomi yaptığınız ve histopatolojik olarak high grade malign lenfoma tanısı konulan parotis bezinin primer lenfoma olgusu nedeni ile ilgili literatürü irdelemeyi amaçladık.
Primary lymphoma is rarely seen in salivary glands. We present a case of sixtyfive years old woman with primary lymphoma of the parotid gland. After superficial parotidectomy, histopathologic evaluation resulted as high grade malign lymphoma then we reviewed the literature.

2.
Nadir Görülen Littre Glandı Abseleri
Rearely seen littre gland abscesses
Orhan Tanrıverdi, Kaya Horasanlı, Cengiz Miroğlu
Sayfalar 90 - 92
Littre glandların büyük bir çoğunluğu erkeklerde penil üretrada yer alır. Akut üretria olgularında enjekte olmaları doğal olmakla birlikte lokalize nodül olarak inflamasyonları nadir olarak görülür. Periüretral lezyonlar konjeniıal veya akkiz olarak görülebilir. 34 yaşındaki seksüel aktif erkek vakada iiriner semptomlara neden olan peri-üretral iki ayrı lezyonun renkli doppler sonografik incelemesinde internal akım saptanmayıp, sero-hemorajik bir kitle olduğu sonografi ile tesbit edildi. Distaldeki lezyona ponksiyon yapıldı ve Siprofloksasin tedavisi uygulandı. Bir haftada lezyonların tamamen kaybolduğu ve semptomların düzeldiği görüldü.
Littre's gland are located on the penil urethra of men. Althought it is obvious these glands can be involved in acuteurethritis, it is a rare condition being localised inflamma­tory nodules. Periurethral lesions can be either congenital or acquired. A 34 year old man who was sexually active and had urinary symptoms because of two different periurethral lesions. These lesions both hadn’t been seen any internal flow, which were seen sero-hemoragic fluid inside by colour doppler duplex ultrasonography. With aspiration of the distal lesion and medication of Ciprof-loxacin both of lessions are disappeared and urinary symptoms are relieved in one week.

3.
Bir Olgu Nedeniyle Uterus Rüptürlerinin İrdelenmesi (Olgu Sunumu)
An uterine rupture case (Case report)
Ender Yumru, Inci Davas, Yeşim Çelik, Ayşe Aydın Kara, Ferit Akkurt
Sayfalar 93 - 96
Şişli Etfal Hastanesi 2. Kadın Doğum Acil Polikliniği'ne genel durumu kötü olarak başvuran 27 yaşındaki hastada, vulvada makadi yolla omuz sınırına kadar doğmuş, siyanotik, FKA'sı olmayan bebek tesbit edilmiştir. Yapılan vaginal muayene, USG ve klinik bulgularıyla makadi doğum+ hidrosefali + dekolman plasenta ön tanısı alarak interne edildi. Abdominal USG'de BPD 150 mm ve hidrosefali ile dekolman saptandı. Hastanın genel durumu da göz önüne alınarak acil laparatomiye alındı.
Acilen operasyona alınan hastaya seksiyo sezaryen uygulandı. Baş perfore edildi. Bir yardımcı ile vaginal yolla 49 cm, 2500 gr kız bebek doğurtuldu. Yapılan laparotomide uterin rüptür tespit edildi. Genel durum, kanama problemi göz önüne alınarak sezaryen histerktomi uygulandı. Herhangi bir problemi gelişmeyen hasta postoperatif 7. günde şifa ile taburcu edildi.
Literatürde batı toplumlarındaki uterus küptürü insidansı­nın, 1/2 000 ila 2500 gebelik arasında olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde bu konuda yeterli veri yoktur. Maternal mortalite %50’lere kadar çıkabildiğinden uterus rüptürü en korkulan obstetrik komplikasyonlardan biri olmaya devam etmektedir.
A patient, applied The Emergency Section of Şişli Etfal Hospital 2nd Obstetric & Gynecology Clinic having bad general condition. She was 27 years old. It was noticed that a baby who didn't have fetal heart heat and was cyanotic, expulsed from vulva with breech presentation to na­dir margin of shoulder. First diagnosis were breech labor, hydrocephalus and decolman placenta. After vaginal examination, USG and clinical were taken the patients interned. Bipedal diameter was 150 mm and hydro­-cephalus with decolman placenta were seen at abdominal USG. it was concluded to perform laparotonıy rapidly because of the general condition of patient
Urgently, the patient operated and sectio cesarean perfor­med. The head of the baby was perforated. A helper delivered the girl baby, 48 cm height 2500 gr weight, vaginally when laparatomy applied, uterine rupture noticed immediatedly because of the bad general condition of patient and bleeding disorder. Cesarean hysterectomy performed. No complication occurred and the paıient charged from hospital with cure 7 days after the operation.
In literature, the incidence of uterine rupture is estimated I 1 per 2000 to 2500 pregnancies at western countries. There is no sufficient data for our country. Uterine rupture still keep on one of the most fearful complication in perinatal period. Because perinatal mortality rate can rise up to 50%.

4.
Spinal Enterojenik Kist Olgusu
Case presentation: Spinal enterogenic cyst
Canan Tanık, Tülay Başak, Banu Yılmaz, Bülent F. Kılınçoğlu, Alper Kaya, Cengiz Türkmen
Sayfalar 97 - 100
Bu çalışmamızda dorsal Meningosel ve aynı seviyede intramedüller kist nedeniyle üç kez opere edilen iki yaşında hasta sunulmaktadır. İlk ameliyatta meningosel tamiri ve kist aspirasyonu yapılmış, ancak histopatolojik tanı konulamamıştır. 1 yıl sonra hastada klinik bulgular progresyon göstererek MR görüntülemede nüks kist saptaması ile yeniden opere edildi. Bu kez kisto-suharaknoid shunt konuldu. Ancak 1 ay sonra yeniden nüks kist saptandı ve üçüncü kez operasyona alındı. Bu kez kist duvarından biyopsi alındı. Yapılan histopatolojik inceleme ile spinal enterojenik kist tanısı konuldu. Hastanın 1 yıllık takiplerinde nüks saptanmadı.
Spinal enterojenik kist son derece nadir görülen bir olgu olup, 1934 yılından beri bildirilen 52 olgu ile karşılaştırıl­dığında MR görüntülenmesi yapılan üçüncü olgudur. Bu çalışmamızda literatür bulguları ışığında konuyu irdelemeye çalıştık.
In this case presentation, we present a two year old patient who has undergone operation for three times because of dorsal meningocele and intramedullary cyst at the same level. During the first operation, followirıg cyst aspiration the meningocele was repaired, however histopathologic diagnosis could not he established. One year later, as the patients clinical findings had progressed, a recurrent cyst was visualized with MR imaging. Thus, a second operation was performed, this time replacing a cysto-subarachnoid shunt. However, one month later, the cyst recurred for the third time and during the operation a biopsy from the cyst wall was performed. At the histopathologic examination, a diagnosis of spinal enterogenic cyst was established. During the one year follow -up period there was rıo other recurrences.
The spinal enterogerıic cyst cases are extremely rare, and when we review the 52 cases in the literature since 1934, ours is the third one visualized with MR imaging. in this case presentation, we tried to reanalyze the subject, reviewing the related literature.

5.
Hipofarenks Sinovyal Sarkomu: Radyolojik Bulgular ve Literatürün Gözden Geçirilmesi
Hipopharyngeal synovial sarkoma: Radiological findings and a literature review
Muzaffer Başak, Irfan Çelebi, Hüseyin Seven
Sayfalar 101 - 103
Sinovyal sarkom (SS) tüm mezenkimal tümörler içerisinde %8-10 oranında görülen relatif olarak nadir bir malign yumuşak doku tümörüdür. Sarkomların %3-10 kadarı baş ve boyunda ortaya çıkar ve özellikle kafa tabanının prevertebral alanları, hipofarenks, parafarengeal, retrojarengeal alanlar ve orofasya sık tutulum yerleridir. Bu çalışmada yeni bir hipofarengeal SS olgusu tarif edilmektedir. 22 yaşında farenx arka duvarında SS nedeni ile opere olmuş ve post-op RT almamış bir erkek hastada 12 yıl sonra gelişen nüksün radyolojik bulguları literatürde gözden geçirilerek tartışılmaktadır.
Synovial sarcoma (SS), among all mesenchymal tumours, is a relatively rare malignant sofi tissue tumour with an occurrence rare of 8 -10%.
It was estimated that and 3-10% of those sarcomas occur on the head and neck especially prevertehral areas of the base of the head, hypopharynx, para-retropharyngeal are as, and on orofacia. The most frequent settlement was reported to be on the hypopharynx.
in this study, a new case of hypopharyngeal SS was described. A recurrence after 12 years was described for a 22 year old male patient who was operated due to the SS on the pharynx back wall without a post operation radiotherapy.

6.
İkiz Eşinde Ortaya Çıkan Televizyonun Başlattığı Nöbetler
Television induced seizures in a twin sibling
Ayhan Öztürk
Sayfalar 104 - 106
14 yaşında erkek hasta, her ikisi de televizyon izlerken oraya çıkan iki nöbet nedeniyle başvurdu. 3, 4, 7 yaşlarında, üç kez ateşli nöbet geçirme hikayesi vardı. 7 yaşında geçirdiği ateşli nöbet sebebiyle iki yıl süreyle karbamazepin kullanmıştı ve bu dönemde nöbeti olmamıştı. Nöroloji polikliniğimize, bir ay içinde iki kez ortaya çıkan ve televizyon seyretme sırasında oluşan, jeneralize tonik klonik nöbetler nedeniyle başvurdu. Hastanın tek yumurta ikizi olan kardeşinde ve babasında epileptik atak hikayesi yokken, annesinin iki kez aıeşli nöbet hikayesi vardı.
Hastanın yapılan EEC'sinde hiperventilasyon sırasında sol temporoparietal bölgeden kaynaklanan izole rudimenter diken dalga aktivitesine rastlanırken, intermitant fotik stimulasyonun herhangi bir etkide bulunmadığı görüldü. Yapılan beyin tomografisi (BBT) normal olarak değerlen­ dirildi.
Epilepsinin genetik geçişi göz öııünde bulundurulduğunda, tek yumurta ikizlerinde ortaya çıkma oranının, yüksek olması (idioparik jeneralize epilepside oran %80-95) beklenirken, bu vakada olduğu gibi ikizlerden bir tanesinde hastalığın ortaya çıkması, genotipik yatkınlığa rağmen, fenotipik görünümünün farklılık taşıyabileceğine örnek teşkil etmektedir.
A fourteen years old male presented with generalize tonic clonic seizures which occured twice during watching tele- vision.
He had a past story of several febrile convulsions when he was three, four and seven years old. After last one he used carhamazepinfor two years, and during this time he never suffered any convulsions.
His twin sibling never suffered an epileptic seizure, but his mother had a story of two febril convulsions.
The electrencephalographic investigation during hyperventilation revealed isolated rudimentery spike-wave activities based from left temporoparietal region. There were no changes during intermitant photic stimulations. Computed tomographic scan demonstrated no pathological abnormality.
Idiopathic generalized epilepsy is presented in a %80-95 rate in one of the twin siblings if the other one suffers epilepsia. However, in our case one of the twin had never suffered a seizure during his life. In conclusion this case may be an example that phenotypical presentation of twin may be different from each other, and one of them may present an epileptic disorder.

LookUs & Online Makale